Ülkü sevdalıları vatan, millet sevgisi ile coştukları gibi yaşanan zulümlere de isyan ederler. Akan göz yaşlarını, çekilen çileleri içselleştirip kelimelere dökerken aslında toplumun vicdanı olup inler, feryat ederler. Almanya’dan ülkücü şairimiz Refik Ay’ın böyle bir şiirini paylaşıyorum.
VAZİYET
Ülkücüler iki yerde birleşti
Biri Mamak, biri Başbuğ göçerken
Öz gardaş, öz gardaşıyla dilleşti
Eller tarlamızda tırpan biçerken
Şehitlerin emaneti harcandı
Her birinin mefkuresi cihan’dı
Şu Fırat’ın şehadetine el yandı
Beyler sırtımızda makam seçerken
Ocaklara kara kazan astılar
Karargahı karargahta bastılar
Diyemedik bunların ne kastı var
Ak saçlılar göz yaşları dökerken.
Keş Dağı’nda düşürdüler umudu
Ülkücüler can evinden vuruldu
Hani gardaş, hesabı mı soruldu
Bağımıza eller bostan dikerken
Var mı, şimdi Turan adlı bir dilek
Varsa bir bey, arkasından yürüyerek
Biri böldü parçaladı bilerek
Üç hilali biz burçlara dikerken
Refik Ay