Eski Sitemizden

ÜLKÜCÜLÜĞÜMÜZÜN YENİ UFUKLARI
Eski Sitemizden

ÜLKÜCÜLÜĞÜMÜZÜN YENİ UFUKLARI

ÜLKÜCÜLÜĞÜMÜZÜN YENİ UFUKLARI 1- Türk Milliyetçiliği, Fransız ıhtilali’nden sonra ortaya çıkan "nationalism"den insan, zaman ve medeniyet anlayışı bakımından farklıdır. Aradaki bu farklılıklar çok derindir. 2- Orhun Kitabeleri’nde geçen "Bütün Türkleri topladım; az milleti çok kıldım” hitabı Batı’daki herhangi bir toplumun milliyetçilik geçmişinde bulunmayan bir idraki ve millet gerçeğini ortaya koymaktadır. Göktürklerden bu yana milliyetçiliğimizin temeli olan "az milleti çok kıldım” düsturunca devrî olarak birçok baskın unsur etrafında değişken “büyük birlik” stratejileri ve ortak tarih, ortak coğrafya, ortak medeniyet inşaasında farklı üsluplar geliştirilmiştir. 3- Türk milleti, özenme, özümseme ve kendine uyarlama kabiliyeti ile içine girdiği her kültür ve medeniyet daire...
ÖLÜMÜNÜN 32. YILINDA DÜNDAR TAŞER
Eski Sitemizden

ÖLÜMÜNÜN 32. YILINDA DÜNDAR TAŞER

ÖLÜMÜNÜN 32. YILINDA DÜNDAR TAŞER <Taşer, bizim tarihimizdeki "Veli" ve "Alp" tiplerinin her ikisinin özelliklerini üstünde taşıyordu.> Prof. Dr. Erol GÜNGÖR Bundan 32 yıl önce Türk Milliyetçiliği hareketinin unutulmaz büyüğü Dündar Taşer''i kaybetmiştik. Hem de hiç beklenmedik bir şekilde, hiç beklenmedik bir sırada, ona duyulan ihtiyacın dalgalar gibi kabardığı bir anda aramızdan ayrılıverdi. "Takdir" dedik ama, her 13 Haziran yüreğimizi ince bir sızıyla burktu. Dündar Taşer’i tanıyanlar, onun değerini çok iyi bilirler. Yüreği, imanı ve heyecanı tarifsiz olan bu büyük insanla şahsen tanışmayanlar, hele bugünkü genç nesiller; onun hakkında çok az şey bilirler. Hatta bazıları için o sadece bir isimden ibarettir. Tabii böyle olmasının sebebleri var. Her şeyden önce, bu b...
DAĞLARDA TÜRKÜM
Eski Sitemizden

DAĞLARDA TÜRKÜM

DAĞLARDA TÜRKÜM Güneş dağların ardına çekileli epey olmuştu. Gökyüzünün alacakaranlık atmosferinde, uzak bir menzil misali beliren yıldızların sayısı da epey artınca, bu ışık hüzmeli renk cümbüşünü seyreden Nevzat Karayün, artık yıldızları sayamaz olmuştu. Birle başladığı yıldızlardan yayılan aydınlık onu bir türlü menzile götürmedi, oysa çile ilmiğinin karma karışık yapısında beliren yalnızlıktan sıyrılmayı o kadar istemişti ki... Yeni öğrenmeye başladığı ataride bir türlü hedefi yakalayamayan küçük çocukların çaresizlik ve hırsıyla ağladığı gibi, ağlamak istedi ama, hisleri öyle bir hal almıştı ki, bütün vücudu kaskatı kesildi. Öyle ya küçük çocukların ağlayışlarında, babaları veya anneleri hemen yardıma koşardı. Oysa Nevzat’ın yardımına koşacak kimsesi yoktu şu an. Bu an hang...
YUSUFİYELİ KİMDİR?
Eski Sitemizden

YUSUFİYELİ KİMDİR?

YUSUFİYELİ KİMDİR? Bir insan, hayatının en güzel çağında, yakınlarından ayrı, istikbali karanlık, dört duvar arasında, çok yönlü eziyetler altında ve sürekli maddi, manevi gerilimler içinde kalırsa ne halde olur? Bu sorunun cevabını herhalde en doğru bir şekilde yaşayanlar verebilir. Emperyalistlerden kiminin organizesi, kiminin desteği, kiminin tasvibi neticesi karşı karşıya kalınan bir istila hareketine karşı, en mukavim direnme noktasını oluşturdukları için günün sıcak ortamında öldürülen, yaralanan, yurdunda-yuvasında rahat yüzü göremeyen, yerine göre her riski göze alarak savunma hareketlerini gerçekleştiren Ülkücüler, 12 Eylül sonrasında zindanlara doldurulmuşlardır. Burada, en azından normal bir hukuk devleti uygulaması beklerlerken, yetkililerin en acımasız tavırları ile...
NİÇİN ÖLDÜLER ?
Eski Sitemizden

NİÇİN ÖLDÜLER ?

NİÇİN ÖLDÜLER ? Tabiri caiz ise „sıradan insan“ hüviyetinden kurtulamamış, şöyle veya böyle yaşamaktan başka bir gayesinin varolabileceğini düşünemeyen kimseler için bir şey demek zaten mümkün değil. Fakat kendilerine dava adamlığı sıfatını uygun gören bazı kimselerin de zaman zaman yönelttikleri bir soru, bizi bu konuda bir şeylerin söylenmesi gerektiği düşüncesine sevketti. Bir çoğunu yakınen tanıdığımız bu insanların bahse konu olan sorusu şu mealde: „Bu kadar insan, bu kadar genç hayatını kaybetti de ne oldu? Niçin öldüler? Ölümleri ne fayda sağladı ki?” Yılgınlıktan mı? Yorgunluktan mı? Yoksa tükenmişlikten mi..? Nedendir bilinmez ama camiamız içerisinde de zaman zaman bazı arkadaşlarımızdan bu soruyu duyuyoruz. Öncelikle „Niçin öldüler?“ sorusunu kısaca cevaplamak, ardında...
NEREDE O YİĞİTLER..?
Eski Sitemizden

NEREDE O YİĞİTLER..?

İnsan ömründe en kutlu olay kainatın sırrı, alemlerin efendisi Hz. Muhammet (SAV)’ın sırrına ermektir. Elbette onun sırrına ermek bir bedel, sabır, metanet, vekar, iman, irade ve şecaat ve kayıtsız şartsız Hakk’a teslim olmayı gerektirir. İnsan devamlı bir arayış içerisindedir. Hayatla ölüm arasındaki gözle görülmeyen ancak gönülle hissedilebilen bir yol vardır. Biz buna Hakk Yolu diyoruz. Yüce Yaradanı yeryüzünde sevmeyen bir kula rastlayamadım. Lakin, Yüce Yaradan’ın sevdiği seçilmiş kulları bulmak da kolay olmadı. Kendisine aşık olmuş kullarına bir çok imtihan verdi. Onları yoklukla, varlıkla, zulümle, ölümle, acıyla, sevinçle sınadı. Sadece “La ilahe illallah” diyenler kazandı. Hakikatin sırrına erenler sustu. Aynı Hazret-i Ali gibi... Kainata padişah olmaktansa Hakk’a köleliği ter...
KORKUYORUM BAŞBUĞUM…
Eski Sitemizden

KORKUYORUM BAŞBUĞUM…

Sana yazıyorum... Belki, 4 Nisan’larda kabrindeki çiçekleri hiç sulamadım. Belki, katıldığım televizyon programlarında hayranlarım azalır diye ismini zikretmekten  korkup “rahmetli bir büyüğüm” diye de anmadım seni ama yine de sana yazıyorum. Sana seslenmek haddim değil biliyorum. Bu cüreti şu geçen altı yıldan sonra senin tavrını taviz vermeden sürdürme gayretinde  kalan bir avuç sevdalından birisi olmamdan alıyorum. Senin sözlerine biz “o, söylediyse doğrudur “ dediğimizde “nihayetinde o da bir insan” diyenler şimdi vahiy gibi dinliyorlar gelen emirleri. Birilerinin isminin başına “hazreti” sıfatı ha geldi ha gelecek. Koltuklara zamk sürüldü senden sonra; oturan yapışıp kalıyor. Teşkilattan çıkmayanlarla teşkilata giremeyenler yer değişti. Malumundur, senden sonra meclis...
TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN HEDEFLERİ
Eski Sitemizden

TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN HEDEFLERİ

Türk milliyetçilerinin yakın hedefleri, Türk milletinin güçlü olması temin etmek, milletimizi oluşturan ortak değerleri korumak ve bu ortak değerlerdeki eksiklikleri gidermeye çalışmaktır. Uzak hedefleri ise Nizam-ı Alem ve ılay-i Kelimetullah’tır. Milliyetçiliğimizin sınırı milletimizin tabii hudutları ve milletimizin menfaatleridir. Bir hareketin yöneldiği hedef millet değil de başka bir şeyse; o hedefin içinde milli menfaatler ve milletin bekası bulunsa bile o harekete Milliyetçi Hareket denilemez.. Nihai hedefe varış metodunu milli devletten hareketle formüle eden organizasyonun adı „Ülkücü Hareket“tir.  Ülkücü hareketin hedefleri: Türkiye, Türk Toplulukları, İslam Toplulukları olmak üzere 3 aşamalıdır. Hedefin son safhasını uygulamaya koyabilmek kudreti de hedefin ilk aşaması...
ÜLKÜCÜ OLMANIN FARKI…
Eski Sitemizden

ÜLKÜCÜ OLMANIN FARKI…

Ülkücü, mensup olduğu Türk Milletine sevgiyle bağlı olan ve onun mutluğu için azimle çalışan idealist bir insan olmak zorundadır! Ülkücü kelimesinin „cü“ eki, onu diğer insanlardan ayrı kılar. Çünkü bu küçük ek o insanın Türk milliyetçiliği doktrinini, milletin mutluluğu için hayata geçireceğini ve milleti için her türlü federkarlığı yapacağını gösterir. Her Ülkücü mensup olduğu davanın sorumluluğunun farkındadır ve tavırlarına ona göre yön verir. Peki, milletini sevmek  ve onun mutluğunu istemek sadece Ülkücülere mi mahsustur? Hayır; ama Ülkücüler hassasiyetleri diğerlerden farklıdır: Ülkücüler zaman ve mekan gözetmeden, sıfatları ne olursa olsun, tereddüt etmeden mücadele ederlerken, diğerleri o „sevgiyi“ gönlüllerinde hapsederler. Oysa Türk milletini bugunkü ezilmişlikten ku...
SENİ VE HAKKINDA KARAR VERENLERİ UNUTMADIK !..
Eski Sitemizden

SENİ VE HAKKINDA KARAR VERENLERİ UNUTMADIK !..

13 Ağustos 1982, Ali Bülent Orkan''ı sabah ezanıyla Mamak zindanlarından sehpaya yolcu ettiğimiz, yiğit gönüldaşımızın şehadet şerbetini içtiği unutulmayan bir gündür. Allah yolunda, sehpada can veren bu yiğit gardaşımız, bu yolda ne ilk ne de sonuncudur. Bu kervana katılmak için ben de gönül diliyle her zaman Mevla'ya yalvarıyorum. „Yarabbi, bana da Ali Bülent Orkan’ınki gibi şerefli bir ölüm nasip eyle...“ 12 Eylül öncesinde zalimlerin, mürtedlerin, münafıkların, ateistlerin, komünistlerin günümüz Ebu Cehil’lerinin, Ebu Leheb’lerinin karşısında, sanki bir Hz. Hamza, bir Hz. Ömer gibiydin. Onların korkulu rüyalarıydın. Kim ne derse desin, kim ne söylerse söylesin. Eksikliğinle, fazlanla, eğrinle, doğrunla, Türk-İslam'a hizmetin ve o yolda sehpalarda can verişin seni bizlere unutturmuy...
ÜLKÜCÜ GENÇLİĞE SESLENİŞ..!
Eski Sitemizden

ÜLKÜCÜ GENÇLİĞE SESLENİŞ..!

Kalkın ey yurdumun yiğitleri, doğrulun ey balalarım... Başınızda zafer takları parıldasın, ağızları haram kokan asilerin suratlarında Hakk tokadınız patlasın. Damarlarınızda çağıl çağıl akan kanın coşkusunu hissedin! Bir kez şöyle, bütün hücrelerinizi titretircesine „ALLAH“ diye haykırın. Sonra, eliniz kalem tutsun... mavzer kavrasın, zafer naralarınız coşkun ırmakların uğultuları gibi dağları sarsın... „Kopmaz" denilen kayaları yerlerinden sökün, aşağılara sürüklerken de birbirlerine öyle çarptırın ki param parça olsunlar! Gelip geçeceğiniz yollara çakıllar gibi dökülsünler! Allah rızasını kazanmak amacıyla attığımız adımlar altında zavallılık içinde inleyip dursunlar. Sizler ey, emperyalizmin yerli işbirlikçiler, Türklük düşmanları,  Karanlıkların hasta ruhlu uşakları... ı...
SATTILAR AĞAM BİZİ SATTILAR…
Eski Sitemizden

SATTILAR AĞAM BİZİ SATTILAR…

Meşhur bir atasözümüz vardır: „Dağ dağa kavuşmaz ama insan insana kavuşur.“ ... Ben de geçen gün, Fahrettin Demirağ ile karşılaştım. Bu ismi, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası sanıkları iyi tanır. Tabii ki, bu sanıkların yakınları da... Mustafa Mit ile birlikte İzmir Caddesi’ne doğru çıkarken, Mahir Damatlar’ın sesini duyduk ve durduk. Yanında bir askeri hakimle bize doğru geliyordu. Yakınımıza gelince, askeri hakimin bizim davanın iddianamesini ve mütalaasını hazırlayan Askeri Savcı Fahrettin Demirağ olduğunu gördüm. Ne günlerimiz geçmişti Demirağ ile... Tutuklandığımda, “ek ifade" için önüne çıktığım zaman neredeyse „Niye mahkemede savcılık ifadesini değiştirdin?“ diye beni makamında dövecekti. Bir de mahkemede nahoş bir hadise olmuştu. Ben, mahkeme heyetine savcılık raporu ile iddiana...
ÜLKÜCÜLERE ÖĞÜTLER
Eski Sitemizden

ÜLKÜCÜLERE ÖĞÜTLER

ÜLKÜCÜLERE ÖĞÜTLER Ülkücüler, artık netice vermeyen bir takım kısır çekişmeleri bir kenara bırakıp, asli hedefimize yönelmelidirler. Esas hedefimiz, aziz milletimizi layık olduğu şerefli mevkiye taşımaktır. Bilinsin ki, bu hedefe ermek için sarf edeceğimiz gayretlerin karşılığı, sadece Allah’ın rızasını kazanmaktır. Zafere ulaşırız veya ulaşmayız; bu Hakk’ın bileceği bir husustur. Bize düşen, mücadele etmektir. Zira; Allah, bize zaferi değil mücadeleyi emretmiştir. Şimdi, bu mücadelede bir Ülkücünün kendine düstur edinmesi gereken esasları sıralayalım: Allah'a Kulluk Şuuru: Ülkücü Hareketin saflarında, hele hele teşkilat kademelerinde yer alan herkes; Allah''a kulluk vecibelerini eksiksiz yerine getirmeye, tavizsiz-tevilsiz, ihlaslı bir müslüman olmaya azami derecede gayret s...
YUSUFİYELER VE YUSUFİYELİLER…
Eski Sitemizden

YUSUFİYELER VE YUSUFİYELİLER…

Eskişehir hapishanesinde onları gördüm. Yusufiye öğrencilerini, inanç ve zeka abidesi EfendiBarutçu’yu... Akıncılar çağından fırlayıp gelmiş bir bahadırı andıran Metin Kaplan’ı... Türklüğün bütün yükünü omzunda taşıyormuşcasına sorumluluk ve bağlılık timsali, Mehmet Kutucu’yu... Kartal bakışlı Davut Haskırış’ı... Işık yüzlü Serdar Turan’ı... Olgunluk ve kararlılık yüklü tavırları ile genç birer aslanı andıran İbrahim Yazıcı’yı... Mahkum değil sanki hakim, zindanda değil de bir yurtta veya bir medresede veya dergahta bulundukları hissini veren davranışlar içerisindeydiler. Komünist tertip ve iftiraların mazlumları, Eskişehir zindanlarını gerçek bir eğitim merkezi haline getirmişler. Disiplinli bir hayat sürüyorlar. Düzenli şekilde kitap okuyorlar. Her biri belli mevzularda ihtisasla...
GENÇ ÜLKÜCÜYE MESAJLAR…
Eski Sitemizden

GENÇ ÜLKÜCÜYE MESAJLAR…

Toplum yapımızda tanzimatla birlikte başlayan etnik, kültürel ve ahlaki çözülme son yıllarda hızını artırarak devam etmektedir. Sanayileşme sürecindeki Türkiye''de toplumun dinamikleri dejenerasyona uğramaktadır. Uzun yıllardan beri batının etki ve gücü karşısında bocalayan idareciler bu gidişata bir türlü son verememektedirler... Çünkü çözüm olarak seçtikleri ideolojiler bizatihi bu karanlık gidişin baş sorumlusudur. Ülkemizde oluşan her türlü kaosun sistemden kaynaklandığını ve sistemin içinde bu meselelere çözüm bulmanın imkansızlığını artık hepimiz yaşayarak görmüş bulunuyoruz. Özellikle genç nesillerimiz üzerinde ağır tahribat yapan milli bünyemizdeki yaralar ortadadır. Bu acıklı halden bir an evvel, bu dev buhran çarklarını kırarak kurtulmalıyız... Yıllardan beri şu veya b...
ANKARA BARONLARI
Eski Sitemizden

ANKARA BARONLARI

ANKARA BARONLARI GEÇTİ ARTIK O İŞLER... “Milat açmışlar”… öyle diyorlar…Ne miladı bu ? Bizleri, yeni bir masalla yine uyutacaklarını mı sanıyorlar?! Ülkücülerin, her dem yeni bir çağ açıp diğerini kapatma ülküsüne inanmış, kara sevdalılar olduğunu yeni mi öğrenmişler ki, milattan bahsediyorlar?! Biz her zaman yeni milatların sevdalısı olduk. Ankara’dan ahkam kesenler, üç hilalli sancak gemisine tayfalarının seçimiyle kaptan olanlar, bunu yeni idrak etmişler. Komedi bu…gerçekte ise trajikomik bir hal. Çocuğuz ya, bebeğiz ya, siyaseten söylenmiş yeni kandırmacaları, masalları hep yutarız ya.! Hep yuttuğumuz gibi, değil mi?  Yoo, Ankara baronları, geçti artık o işler. Çocuklar büyüdü…çocuklarımız var şimdi… Ülkücü hareketin şanlı tarihini, Ülkücü karakter abidelerini, Ülküc...
KIZILELMA İTTİFAKI BİR DAYATMAYDI
Eski Sitemizden

KIZILELMA İTTİFAKI BİR DAYATMAYDI

ÜLKÜ OCAKLARI GENEL BAŞKANI  ALİŞAN SATILMIŞ: KIZILELMA İTTİFAKI... Sulandırılmış bir dayatmaydı... Bir zamanlar Ülkücülerin kanını döken, rahmetli Türkeş’in tutuklanmasını, MHP’nin kapatılmasını isteyenlerle birlik olmak bir hataydı, bizim hatamızdı, yaptık. Böyle bir hata içerisinde olmamak gerekirdi... * Ülkücüler PKK kamplarında APO’yu ziyaret edip hatıra fotoğrafları çektiren Doğu Perinçek’le nasıl oldu da bir ‘Kızıl Elma İttifakı’ içinde bulunabildiler? Şeytanla melek barışmaz. Muhafazakar demokratlık nasıl sulandırılmış bir dayatmaysa, ‘Kızıl Elma Koalisyonu’ da aynı şekilde sulandırılırmış bir dayatmaydı. Birinde İslam’ı Protestanlaştırmaya yönelik sulandırma söz konusudur, diğerinde ise milliyetçiliği ulusalcılığa indirgemeye yönelik sulandırma söz konusudur. Ni...
MUHSİN YAZICIOĞLU’NDAN MEKTUP VAR…
Anılar, Eski Sitemizden

MUHSİN YAZICIOĞLU’NDAN MEKTUP VAR…

Mazgaldan yine ayak sesleri geliyor. Gardiyan mektup getirmiş. Mektuba bakıyorum; gönderen Muhsin Yazıcıoğlu yazıyor. Çok duygulanıyorum. Mektubuma, Mamak Askeri Cezaevi’nden cevap yazmış. Alperen başkan, çilesini sinesine bağlamış... „Allah, sabredenlerle beraberdir“ yazmış. Mektubunu, Yahya Kemal’inkaranfil mısraları ile tamamlamış: Dil var mı kahr-i dehr ile viran edilmedik,Beyt-ül hazen mi kaldı perişan edilmedik.Bir gün dolarsa çilemiz, ey Rabb-i Zül-celal,Bir şey bırakma derkef-i mizan edilmedik. Nicelerinin unuttuğu bir zamanda, Genel Başkanın mektubu ruhuma güç verdi... Kendisiyle Genel Başkan olduğunda Ülkü Ocakları genel merkezinde tanışmıştım.  Anadolu’nun saflığını, müslüman Türk''ün vekarını bulmuştum onda... Sıcak bir alaka göstermiş, beni çok etkilemişti. Fik...
ŞEHİTLERİMİZİN KERAMETİ…
Eski Sitemizden, Ülkücü Şehitler

ŞEHİTLERİMİZİN KERAMETİ…

Ramazan ayı ortalarıydı. Ülküdaşım Osman Kaplan beni iftara davet etmiş, “Mehmet Ağabey gelirken yanında rahmetlilerin mektuplarını getirirsen ne iyi olur” demişti. Osman’ın davetine icabet ettim. İftar sonrası sohbete başlamış, „çile" üzerine konuşuluyordu. Osman, “Sözü Mehmet Ağabeye bırakalım” deyince ben de, "Ölüm Hücrelerinden Hakk’a yürüyen", Halil ve Selçuk’la yaşadığım hatıraları ve onların şehadetine şahit olanlardan dinlediklerimi anlatıp, onların mektuplarını okumaya başladım. Bu sırada, bir arkadaşımız duygu seline kapılarak kendinden geçip "Allaaah!!!" diye feryat ederek, hıçkırıklar içinde ağlamaya başladı. Meclisimizde bulunan herkesin gözlerinden yaşlar akıyordu... Çekilen sıkıntılar, yaşanan acılar, yokluklar ve sefil halimizden bahsederken bir kardeşimiz cebinden ç...
İDAM SEHPALARINDAN HAKK`A YÜRÜDÜLER…
Eski Sitemizden, Ülkücü Şehitler

İDAM SEHPALARINDAN HAKK`A YÜRÜDÜLER…

İzmir’de Şadırvanaltı Camii’nde müezzinlik yapan Kazım Hoca, düşünce ve duygularımın örtüştüğü bir ağabeyimdi. Bir gün kendisini ziyarete gittim. Kazım Hoca müezzin odasında bulunanlarla sohbet ediyordu. Muradiye Camii imamı Abdullah Hoca da oradaymış. Kazım Hoca orada bulunanlara beni tanıştırırken, Ülkücü olduğumu, cezaevinde yattığımı söyleyince, Abdullah Hoca da Halil ile Selçuk’un infazında imam olarak bulunduğunu söyledi. Bu ne güzel bir rastlantıydı Yarabbi... Bir müddet sonra, Abdullah Hoca bana, “Ne mutlu onlara. Allah’ın izniyle onlar şehittir... Her hareketlerine şahit oldum. Ruhlarını nasıl teslim ettiklerine şahit oldum. Tekbir getirerek, Kelime-i şahadet çekerek, ölüme yürüdüler...” dedi. Bir müddet nefeslendikten sonra, olayı başından itibaren anlatmaya başladı: “Daha...
BAĞIRSAKLARI OMUZUNDA ASILIYDI…
Eski Sitemizden, Ülkücü Gaziler

BAĞIRSAKLARI OMUZUNDA ASILIYDI…

ÜLKÜCÜ CUMALİ Cumali ağabeyi ilk defa MHP İzmir İI Teşkilatında nöbetçiyken tanımıştım. Saffet Çelik ile sabah aydınlanmadan nefes nefese teşkilata gelmişlerdi. O gece Regaip Kandili olduğu için kahvede mevlüt dinlerken silahla taranmışlar. Yanlarında bulunan Ülküdaşımız Harun Çivici’nin vurulduğunu, onu Tepecik SSK Hastanesi’ne yatırdıklarını, oradan karakola gidip ifade verdiklerini haber vermişlerdi. Hastamızın durumunu öğrenmek için hep beraber hemen hastaneye gitmiştik, vardığımızda ise Harun şehit düşmüştü... O gün Harun Çivici’nin cenazesi, hastaneden alınıp öğle namazını müteakiben Ufuk Mahallesi’ndeki camiye getirildi. Kılınan cenaze namazından sonra, Şehit Harun Çivici, Ülkücü gençliğin omuzlarında, tekbirler getirilerek Buca Mezarlığı’ndaki kabrine defnedildi. All...
BUGÜN MİLLİYETÇİLİK YÜKSELDİ…
Eski Sitemizden

BUGÜN MİLLİYETÇİLİK YÜKSELDİ…

Muhtelif fikir hareketlerinin konjonktüre göre yükselme ya da gerileme göstermesi, eğer makul sınırlar içinde kalıyorsa normal görülebilir. Ancak köklü sosyolojik ve fikri arka planı olan değerlerin sürekli “gel-git” vaziyeti göstermesi düşündürücüdür. Sonar tarafından yapılan son anketi biliyorsunuz. Gazetelerde yayınlanan sonuçlara göre, araştırmaya katılanların yarısına yakını geçen yıllara göre, milli konularda daha hassas olduğu yönünde görüş bildirmiş, yüzde 50.42’si, Türkiye için “milliyetçilik duygusunun” gerekli olduğu düşüncesini taşıdığını ifade etmiş. Bir ülke vatandaşının kendi milletini yüceltmesi ve milli değerlerini sahiplenmesi çok tabii bir durum. Bize şaşırtıcı gelen, sürekli ve istikrarlı olması gereken bu gibi temel değerlerin bazı faktörlere bağlı olarak yü...
BATI VE TÜRKLER
Eski Sitemizden

BATI VE TÜRKLER

Güneşin battığı tarafta Demir Kapı vardı. Demir Kapı´nın ötesinde Urum Kağan´ın ülkesi başlardı. Urum Kağan, toprağı ve çerisi çok biriydi. Bu yüzden Oğuz Kağan´a baş eğmek istemedi. Oğuz da kalkıp üzerine vardı, cezasını verdi. Bir zamanlar ortaya bir de eğri boyunlu bir İskender çıkmıştı. Güneşin battığı taraftan kalkıp gelmiş, Perslere boyun eğdirdikten sonra Demir Kapı´dan geçip bizim Türkistan´a yürümüştü. O yıllarda Türkistan´ın yönetimi Saka boyunun elindeydi. Zaferlerinden başı dönmüş İskender, Şu Kağan´ın bir avuç askeriyle başa çıkamadıkça hırçınlaşmış, hırçınlaştıkça bocalamıştı. İskender´in ordusuyla dolaşan tarihçi Plutarch, askerini Türkler´in üzerine süre süre kırdırtan hükümdarına, süvari generali Kleitos´un nasıl sövdüğünü ve tabii nasıl canından olduğunu uzun uzun...
DEVLERİN AŞKI BİTTİ Mİ..?
Eski Sitemizden

DEVLERİN AŞKI BİTTİ Mİ..?

Nerde kaldı o çağlar ki, analar “kurt” doğururduHilkat insan çamurunu destanlarla yoğururduNerde o yiğitler ki gür sesleri obayı bürür“Yürü” dese dağlar yürür, “Dur” dese kalpler dururdu Arif Nihat ASYA  (Bir bayrak rüzgâr bekliyor’ dan) Sözümüz ülkücü geçinenlere değildir. Ülkücülükten geçinenlere hiç değildir.  Sözümüz “ülkücü”leredir. Neredesiniz ki, ne gölgenizi gören var, ne sesinizi duyan?! Buhar olup uçtunuz mu ? Namluların ucundaki hayatta  yol arkadaşlarıyla “pazara kadar değil, mezara kadar” diye kavilleşenler, neredesiniz? Nedir, nedendir bu ölü suskunluğunuz, yoksa ruhlarınız öldü de  kavliniz sona mı erdi? O karşı konulmaz sevdaları uğruna, anne ve babalarına ahir ömürlerinde bir huzurlu gün göstermeyen, evlat sevgisinin korku dağları yarattığı...
TÜRK KİMDİR..?
Eski Sitemizden

TÜRK KİMDİR..?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türklerin devletidir. Cumhuriyeti kuran Türk Milliyetçiliği, bu coğrafya’da yaşayanlara ortak tarih, ortak geçmiş, kültürde birlik çağrısı yapmıştır ve yapmaktadır, ayrı dil değil ortak Türkçe geçmişinden, lehçeden bahsetmiştir. İsmail Gaspralı tüm Türkleri İstanbul Türkçesine “dilde, fikirde işde birlik” diyerek davet etmiş; Devletin kurucusu da, Karamanoğlu Mehmet Bey’den yüzyıllar sonra herkesi Türkçe konuşmaya davet etmiştir. Balkanlardan, Kafkaslardan gelerek Türk’ün adaletine sığınanların, Türklüğe katılmaya geldikleri kabul edilmiştir ve bu sebeple Türk’le kaynaşmıştır, Türk’dür. Milliyetçilik, herkesi millet olarak birleşmeye çağırıyor. O halde nasıl olur da  ”Hepimiz Türkçe konuşalım, farklılıkları unutalım” demek dışlayıcı “ilkel kab...
BUNU İYİ BİLSİNLER..!
Eski Sitemizden

BUNU İYİ BİLSİNLER..!

Mensubu olmakla gurur duyduğumuz, yüce Türk milleti, canı ve kanı pahasına vatan yaptığı topraklar, 19. yüzyılda kendisini uygar diye niteleyen, Akif’in deyimi ile tek dişi kalmış canavarlar sürüsü tarafından, acımasız bir saldırı ile karşı karşıya kalmıştı. Çanakkale harbinde bütün dünyaya “Çanakkale geçilmez”, sözünü onaylattıran bu milletin vatanı, kısa bir aradan sonra gene aynı düşmanlar tarafından işgal edilmiş, başta İstanbul olmak üzere yurdun dört bir yanı düşman çizmesi altında kalmıştı. Afrika kıtası ve Arabistan topraklarından ve doğu Avrupa´da yüzlerce yıldır vatan dediğimiz topraklardan çekilmek zorunda kalmıştık. Millet yoksul ve çaresizdi milyonlarca şehit verilmiş, toprak işlenemediği için açlık, hastalık ve sefalet almış yürümüştü. İki cihan serveri Hz. Muhamme...
ENTEL-DANTEL YÂRİM
Eski Sitemizden

ENTEL-DANTEL YÂRİM

 -Entel-dantel aydınlarımıza-           Dünün uşakları kudurdu coştu,Hâini, kahpesi şerde buluştu,Bayrağımız yandı, ciğer tutuştu, Entel-dantel yârim sen neredesinDilin mi tutuldu çıkmıyor sesin? Yok mu Türklük için diyecek sözün,“Türküm çok şükür ki” diyecek özün,Kulağın mı sağır, kör müdür gözün, Entel-dantel yârim sen neredesinDilin mi tutuldu çıkmıyor sesin? Boğaz’da keyifler tıkırında mı,Kadehler dolu mu, et fırında mı,Olanlar bitenler umurunda mı, Entel-dantel yârim sen neredesinDilin mi tutuldu çıkmıyor sesin? Vatanın dört yanı parselleniyor,Vatan, millet diyen engelleniyor,Şehitler ağlıyor, halk delleniyor, Entel-dantel yârim sen neredesinDilin mi tutuldu çıkmıyor sesin? Kıbrıs satılıyor üç beş p...
OLAĞANÜSTÜ KURULTAY İÇİN İMZALAR TAMAMLANDI
Eski Sitemizden

OLAĞANÜSTÜ KURULTAY İÇİN İMZALAR TAMAMLANDI

Harekete Çağrı adına Ercan Koç, Emin Yazıcı ve Davut Özdemir imzasıyla yapılan açıklamada, girişim süreci ayrıntılarıyla anlatılarak şöyle denildi: “M.H.P’yi olağanüstü kongreye çağıran ”Harekete Çağrı” grubu çalışmalarını sonlandırmıştır. M.H.P Büyük Kongre delegelerinin, Parti tüzüğümüz açısından gerekli olan noter huzurunda verilmiş imza talepnameleri kongrenin yapılabilmesi için yeterli sayıya ulaşmıştır. Olağanüstü kongre çağrısı ile başlatılan çalışmalar çok ciddi fedakarlıklar , gayretler ve bazı zorluklara rağmen başarılmıştır.Hele hele 1 ay bile olmadan bu imzaların toplanması, Türk siyasi tarihine geçecek bir vaka olarak kaydedilmelidir. Türkiye’nin bugünki şartlarını düşündüğünüzde, özellikle tarım ile uğraşan illerimizde delegeye ulaşmanın zorluklarını ancak bu ç...
MİLLİYETÇİLİĞİN YENİ ADI İLKEL KABİLECİLİK Mİ ?
Eski Sitemizden

MİLLİYETÇİLİĞİN YENİ ADI İLKEL KABİLECİLİK Mİ ?

 Türk Milleti neredeyse üç yüz yıldır yaşadığı olayları, fikri tartışmaları, geçmişte olan biteni yok farz ederek en hararetli bir şekilde bugün de yaşıyor. Sahne, tam da Balkan savaşı öncesinin İstanbul’u, Milli mücadele öncesinin aydınlarının derin(!) fikirlerini sergiledikleri Bab-ı Ali yokuşu. Damat Feritlerden Prens Sabahattin’e, Abdullah Cevdet’lerden Ali Kemal’lere herkes değişik isimlerle, isimleri önlerindeki bol ünvanlarla yeniden millete ve devlete yol göstericiliğine soyunmuşlar. Öte yanda “Etrak-i bi idrak”; görgüsüz, bilgisiz, dünyayı izlemeyen, ilim dışı bir güruh: “Türkler”. Ulema’nın çizdiği çerçeveye, gösterdiği yol’a itiraz ettiğinde sağduyuya davet edilen, toplumu devleti ateşe atmakla suçlanan, azgın asiler; Efendilerinin sözünden çıkan, medeniyetin temsil...
YARALI KÜHEYLAN
Eski Sitemizden, Kitaplar

YARALI KÜHEYLAN

“Tartışmayı Tartışmak”, “Hüzün Yazıları”, “Erguvan Uğultusu”, “Eylül’ün Kırdığı Gül” „Çocuklar Vatanında Büyüsün” gibi adlarıyla dahi dikkat çeken kitaplarından tanıdığımız, şair ve ciddi bir aydın olduğunu bildiğimiz Sayın Olcay Yazıcı’nın son günlerde Türk Edebiyatı Vakfı tarafından iki eseri daha yayınlandı. Bunlarsan birisi “Nemrut Ateşi” diğeri “Yaralı Küheylan”dır. Kültür hayatımıza renk getiren “Nemrut Ateşi”, bugüne dek yapılmamış, ama yapılması gereken aydınımızın eleştirisidir. Aydınımıza kendisini gösteren bir turnusol kağıdıdır. Zalimin zulmüne nasıl yardım ettiklerini, bir başka söyleyişle Nemrut’un ateşine hangi iştiyakla odun taşıdıklarını merak edenler bu değerlendirme kitabını okumalıdırlar. Vicdanı teşekkül etmeyen bir insanın aydın olamayacağını, engin bir biriki...
“NEVRESİMLERİ DİKEREK KEFEN YAPTIK”
Eski Sitemizden

“NEVRESİMLERİ DİKEREK KEFEN YAPTIK”

12 Eylül 1980 öncesinde Manisa Ülkü Ocakları başkanlığını yapan İrfan Sönmez bugün Elazığ’ın önde gelen avukatlarından birisi. O, ülkücülerin vatan ve din sevgisinin zaafmış gibi görülerek sürekli istismar edildiğini söylüyor. İrfan Sönmez, 12 Eylül öncesinde güvenlik kuvvetleri tarafından yakalandığında bıyığı henüz yeni terlemiş bir delikanlı idi. Hayatının en güzel yıllarını etrafı tel örgüler ile örülü hapishanelerin soğuk koğuşlarında geçti. Dile kolay; 13 yıl ‘idam mahkumu’ olarak hapishanelerde yattı. Daha da acısı cezaevindeki en iyi arkadaşlarının bir sabah yataklarından kaldırılıp idam sehpalarına götürülmesine tanık oldu. Sönmez, her 5 Haziran tarihinde hem idam edilen arkadaşlarını hem de ülkücülerin evlerine gelerek ‘büyük adam vurun’ diye telkinde bulunan resmi görevl...
GENEL MERKEZ İLE DÜNYA GÖRÜŞÜ FARKIMIZ VAR
Eski Sitemizden

GENEL MERKEZ İLE DÜNYA GÖRÜŞÜ FARKIMIZ VAR

Olağanüstü Kurultay için imza toplayan muhalif kanatta yer alan Namık Kemal Zeybek, MHP’de olanları anlattı. Milliyetçi Hareket Partisi´nde kurultay çağrısını delegelerin başlattığını ifade eden Zeybek şunları söyledi: “Bence iyi ettiler. Gündeme getirdikleri yaklaşım son derece yerinde. Neden derseniz; arkadaşlarımız yazdıkları metinde diyorlar ki, ’Tüzükte bazı değişiklikler yapmak lazım ve tüzüğü daha demokratik ve Ülkücü iradeyi yansıtacak hale getirmek lazım’. Bunun dışında Türkiye’nin karşı karşıya olduğu meselelerle ilgili olarak parti görüşünün belirlenmesi lazım. Belirleme işini de Kurultay yapmalıdır ve bu da doğrudur. Türkiye’de bugün bizim demokrasimizin bir problemi var ve gittikçe hastalık ağırlaşıyor. Herhangi bir şekilde bir siyasi partinin yönetimini elde etm...
ÖNKUZU’YA MEKTUP
Eski Sitemizden

ÖNKUZU’YA MEKTUP

ÖNKUZU’YA MEKTUP Mektup yaz diyorsun Önkuzu gardaş!Ben bu derdi şimdi nasıl yazayım?Her gün basıyoruz bağrımıza taş,Ben bu derdi şimdi nasıl yazayım? Partilerin başı dumanlı karlıNefis dizgininde oyunlar kirliAyrılsak bir türlü, kalsak bir türlü,Ben bu derdi şimdi nasıl yazayım? Çatlı’ya haber ver bakmasın bura,Dua etsin erken gitti Allah’a.Yaşasaydı otuz daha kırk daha.Ben bu derdi şimdi nasıl yazayım?İmamoğlu kessin hilal bıyığıOlamadık biz sizlerin layığıPasaklı Rahşan’ın has halayığıBen bu derdi şimdi nasıl yazayım?Devlet Bey bülbüldü dut yedi dersinDündar ağam gelsin cesaret versinGalip Ağabeyim yolu göstersinBen bu derdi şimdi nasıl yazayım?Ozan Arif hain oldu taa baştanMedet umar olduk güvercin kuştanSiyaset ehlinin yüreği taştanBen bu derdi şimdi nasıl yazayım?Gün Bey...
SİYASET VE KÜÇÜK OYUNLAR
Eski Sitemizden, Recep Küçükizsiz, YAZARLAR

SİYASET VE KÜÇÜK OYUNLAR

“İnsanlar, her zaman ya korku veya kin yüzünden saldırırlar.” Machiavelli, bundan yaklaşık 500 yıl önce kaleme aldığı “İl Principe” adlı eserinde, insanların siyasi hayattaki eylem, davranış ve psikolojileri üzerine oldukça önemli tesbitlerde bulunmuştur. Ve, ısrarla “gerçekleri, olmasını istediğimiz değil, olduğu gibi görüp kabul etmemizi” söylemektedir. Zaman zaman amaçlara ulaşmak için seçilen araçlann gayr-ı ahlakiliği sözkonusu olsa da, hatta kimi sıra, amacın araca feda edilmesi gerekse de Machiavelli, “uygulanan fakat sözü edilmeyen” bu kanunları açıkça anlatmaktadır. Türk Milleti, tarih boyunca çok büyük ihanetlerle karşılaşmıştır. Gerek iç, gerekse dış güçlerin tezgahı olan bu ihanetlere, Türk’ü de, müslümanı da alet olmuştur. Ve, bu ihanetler, tamamen vatanın bütünl...
“TÜRK SİYASETİNDE ANADOLU FIRTINASI”
Eski Sitemizden

“TÜRK SİYASETİNDE ANADOLU FIRTINASI”

OSMAN BÖLÜKBAŞI Her ne kadar kendisi bu tanımlamayı sevmese de Deniz Bölükbaşı, Dışişleri Bakanlığı’nın “şahinlerinden” olarak biliniyor. Bu usta pazarlıkçıyı çoğumuz Türkiye ile ABD arasında yürütülen -ve daha sonra TBMM’den geçmeyen- 1 Mart tezkeresi ile ilgili mutabakat muhtırasıyla tanıdık. Bölükbaşı şu anda da Dünya Ticaret Örgütü nezdindeki daimi temsilcimiz. Ve Türk siyasi tarihinin en renkli simalarından biri olan Osman Bölükbaşı’nın tek oğlu... Bölükbaşı babasını anlattığı “Türk Siyasetinde Anadolu Fırtınası-Osman Bölükbaşı” adlı kitabı “Babamın soy kütüğünden, ailesinden başlayarak 28 yıl çok zor koşullarda sürdürdüğü bir demokrasi kavgasının öyküsü” diye özetliyor. Deniz Bölükbaşı halen Türkiye’nin en uzun ve en renkli konuşan siyasetçisi unvanını taşıyan babasının ko...
Eski Sitemizden

BİR LİDERE İHTİYAÇ VAR

Üç kıtada atının ayak izleri asırlardır silinememiş olan Osmanlı Türk İmparatorluğu, 1800´lü yılların hemen başında, içine düştüğü siyasi ve ekonomik bunalımdan çıkış yolunu, bir gurup çapsız siyasetçi ve aydının da baskısı ile batıda aramıştı. Tarihi ve sosyal gerçeklerden uzak, benden sonrası tufan anlayışı ile batılılaşma hareketini desteklemede birbiri ile yarışan beyin özürlü bu gafiller sürüsü, üç kıtada üstünde güneş batmayan imparatorluk topraklarının başkalarının eline geçmesine zemin hazırladılar adeta. Hristiyan batılı devletlerin desteğinde, Balkanlardan başlayan etnik kaynama, çok geçmeden, Ortadoğu ve Afrika ya sıçramış, Türk evladı, vatan bellediği topraklarda kanının su gibi aktığına bakmadan cepheden cepheye koşmuştur. Çarpıştığı bütün cephelerde, imkânsızlıklara r...
HER ÖNÜNE GELEN BAŞBUĞ’UN MEZARINA KEPÇE Mİ SALLAYACAK?
Eski Sitemizden

HER ÖNÜNE GELEN BAŞBUĞ’UN MEZARINA KEPÇE Mİ SALLAYACAK?

Alparslan Türkeş’in mezarındaki tadilat, ortalığı karıştırdı... Tuğrul Türkeş, „Babamın mezarını nasıl açarsınız?“ diye savcılığa başvurdu. „Acaba kemikler yerinde duruyor mu?“' kuşkusunu ortaya koydu. MHP yöneticilerinin hapis cezasına çarptırılmalarını istedi. MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı ise, „hayır“ dedi: - Mezar açılmadı. Sadece kırılan iki adet mermer değişti. Bu işi yapan Ümit Şafak’a teşekkür edilmesi gerekirken, gösterilen bu tepki yanlıştır. Hatta daha da ileri gitti: - Tuğrul Türkeş’in bu tavrı, Alparslan Türkeş’in kemiklerini sızlatır. Bu açıklama ile konu daha da gizemli bir havaya büründü. *** Cihan Paçacı’nın söyledikleri, pek çok soruyu da beraberinde getirdi... Birincisi, Tuğrul Türkeş, mezarın başına gittiğinde, kapakları bile açık gördüğünü söy...
“BİZ İSLAM MİLLETİYİZ, HİLAL İSTERİZ”
Eski Sitemizden, Recep Küçükizsiz, YAZARLAR

“BİZ İSLAM MİLLETİYİZ, HİLAL İSTERİZ”

Nev’i şahsına münhasır bir Ülkücü LEVON PANOS DABAĞYANErmeni asıllı Krikor ve Siranuş çiftinin evladı olarak, 11 Kasım 1933’de İstanbul’un Aksaray-Yenikapı semtinde, büyük devlet adamı Harutyun Amira Bezciyan’ın meşhur yalısında dünyaya geldi. . Baba tarafı Van vilayetinden çıkıp Kastamonu’nun Kadınsaray Köyü’ne yerleşen Karacıyanlar sülalesinden, ana tarafı ise Erzurum ve Van dolaylarından İstanbul’a takriben bir asır evvel göçüp Yenikapı semtine yerleşen Dabağyan’lardır. Ailevi bir sebepten dolayı Dabağyan soyadını alan Krikor Efendi, evlatlarına da aynı soyadını verdi. Dabağyan ailesi; Ermeni mezhebi olan Lusavoriçağan mezhebindendir.Dabağyan 1967’de CKMP’ye girerek Milliyetçi Hareket saflarında yer alacak kadar Türk Milletine, Osmanlı’ya ve Türkiye Cumhuriyetine sevdalı bi...
MHP TABANI, AMELE PAZARI MI…?
Eski Sitemizden

MHP TABANI, AMELE PAZARI MI…?

Türkiye’de medya, yayın organları, sivil toplum örgütleri herkes ama herkes çıra yakıp sol arıyor bugünlerde. Sol nerede? Altına bakılmayan taş, içine girilmeyen çalı kalmadı ama bir türlü ‘sol’ bulunamıyor. Gerçi Sarıgül, yılanı deliğinden çıkaracak sözü söyledi: ‘Camiyle barışmalıyız!’ Ama duyan kim? Hâlâ kitap sayfalarında ve kulislerde aranıyor bu sorunun cevabı!.. Hadi onların ‘araştırma şirketleri’ var, arayadursunlar; bana ne! Peki, sağ nerede? Bu soruyu, sağın kalesi olduğunu iddia eden MHP’ye sormanın vakti gelmedi mi hâlâ?.. Evet, 2002 seçimlerine göre bir miktar kıpırdanma var ama yeter mi bu? Aranan o lider hani nerede, ya kurmayları? Seçim hezimetinden sonra her solcu, kendine göre bir sonuç çıkardı. Son günlerde hangi televizyon kanalında görsem; Kemal Derviş ay...
BAŞBUĞ’UN MEZARI AÇILDI…
Eski Sitemizden

BAŞBUĞ’UN MEZARI AÇILDI…

Eski MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş, babasının mezarına fiziki müdahalede bulunanlar hakkında dava açılması istemiyle suç duyurusunda bulundu. Tuğrul Türkeş adına avukatı Berna Özpınar, bugün Ankara Adalet Sarayı’na gelerek, suç duyurusu dilekçesini Müracaat ve Suçüstü Savcılığı’na verdi. Ankara Barosu avukatlarından Umur Tamur ve Berna Özpınar’ın imzasını taşıyan suç duyurusu dilekçesinde, Tuğrul Türkeş’in 11 Haziran 2005 tarihinde yakınlarından aldığı bir telefonla, babasının mezarının etrafında inşaat çalışması olduğunu öğrendiği belirtildi.Türkeş’in, konuyu yerinde görmek için babasının mezarına gittiği ifade edilen dilekçede, şu görüşlere yer verildi: „Gerçekten merhumun mezarı başında işçiler tarafından inşaat çalışması yapıldığını, hatta cenazeyi mu...
MHP TEK BAŞINA İKTİDARA GELEBİLECEK GÜCE SAHİP
Eski Sitemizden

MHP TEK BAŞINA İKTİDARA GELEBİLECEK GÜCE SAHİP

MHP'de başlayan muhalif hareket, Kurultay'ı toplamak için imza topluyor. Önce tüzük, ardından genel başkan değişikliği için düğmeye basacaklar. Bahçeli'ye yakın olarak bilinen Kültür eski Bakanı Namık Kemal Zeybek de artık muhaliflerle birlikte. Zeybek , MHP'deki muhalefeti anlattı. -Bahçeli ile olmuyor, diyorsunuz. Neden? “Bahçeli ile olmuyor” demeyelim, “Böyle olmuyor” diyelim. Bahçeli söylemini, yönetim biçimini değiştirirse olur. Arkadaşımızdır. Sevginin yanında, Genel Başkan olmasından dolayı saygı duyarız, bunu sürdürmek isteriz.* Bu işi başlatan arkadaşlarımız meseleyi sağlam yerden yakalamışlar: Türkiye’nin büyük meseleleri var. MHP’nin çok açık, kitlelerin uyanışlarını sağlayacak söylemler geliştirmesi gerekiyor. “Bunlar Genel Kurul’da tartışılsın” diyoruz. Söylem so...