Onu okurken, felsefenin sınırsız coğrafyasına dalar, korkunç uçurumlara, bataklıklara, girdaplara girer çıkardım. Okumam bittiğinde uğultular kesilir, kaos biter, ruhumu bir sükunet kaplar ve kendi özüme dönmüş halde mest olurdum. Doğu-Batı, Müslüman-Hristiyan kutuplu demeden dünyayı insan odaklı bir bütün olarak ele alan yaklaşımı; edebiyat, felsefe ve sosyolojideki yetkinliği ile Cemil Meriç’in de ötesine taşıyan, tefekkür dünyamıza çizdiği yeni ufuklarla günümüzün en üretken mütefekkiri Senail Özkan’dan bahsediyorum.
“Ben zaten biliyorum” veya “Ben felsefeden anlamam” demeyin, Mevlana’yı, Hafız, Sadi, Gülşehri, Fuzûlî ve Muhammed İkbal’ı olduğu gibi Schopenhauer, Goethe ve Nietzsche’yi bir de ondan okuyun, derim. Akıcı ve anlaşılır bir Türkçe ile kaleme alınmış kitaplarının ruh ve fikir zenginliğinize katacağı çok şeyler olduğuna inanıyorum.
Recep Küçükizsiz, Adanalı olup ilk ve ortokulu memleketinde okudu. Adana
Erkek Lisesi'nde başlayan lise tahsilini Kadirli ve Antakya'da okuyarak
tamamlayabildi.
Ülkücü olduğu için 3 kez hapse girdi. 12 Eylül darbesinden sonra tutuklanıp
MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'nda yargılandı. Alparslan Türkeş ile
birlikte idamı istenen 220 ülkücüden birisiydi. Mamak Mahkemeleri'nde "iki
idam, bir müebbet hapis" cezasına çarptırıldı.
Adana, Mamak, Gaziantep, Bursa, Bayrampaşa gibi cezaevlerinde 11 yılı aşkın
hapis yattı. Cezaevinde İktisat fakültesini bitirdi.
1991 senesinde, "Şartlı Salıverme Kanunu" gereği serbest bırakıldıysa da
Yargıtay'ın "her idam cezası için 10 yıl yatılacak" şeklindeki kararı
üzerine Almanya'ya iltica etti. Uzun yıllar Avrupa Türk Federasyonu'nda yönetici
olarak görev yaptı.
Evli ve dört çocuk babasıdır.
2000 senesinde çıkarılan ve kamuoyunda "Rahşan affı" olarak bilinen
kanundan "Cezaevlerinde yatan üç-beş çapulcu için hükümeti bozamam"
diyerek Ülkücülerin faydalanmasını engelleyen Devlet Bahçeli'ye tepki olarak
Yusufiyeliler Hareketini başlatıp, haksız bir şekilde
cezaevlerinde yatmakta olan arkadaşlarının sesi oldu.