ALMANYA HATIRALARI -17

İLK TOPLANTI

Türkmen Başkanın odasında toplandık. Metin dışarıda kalıp telefonlara bakacaktı. ‘Gelen olursa içeri alma’ diye de tembihlendi.

Kısa bir hal hatır ettikten sonra Suat olayları özetledi. “Bunların bir kısmı yaşanırken ben Ankara’daydım” dedi. İşlerin bu noktaya varmasından duyduğu üzüntüyü zaman zaman sinirlenerek anlattı. İçinde fırtınalar koptuğu her halinden belliydi. Nadir, konuya federasyon açısından yaklaşarak buradaki tavrımızın birçok hususu belirleyeceğini, mutlaka tavır ve ağız birliğimizin olması gerektiğini söyledi. O olaya daha soğukkanlı bakıyordu.

Türkmen başkan ile kurultaydan sonra ilk defa bir araya gelmiştim. Benim federasyona geldiğim zamanlar o hep dışarıdaydı. Bana önce “Sen bu olayları nasıl değerlendiriyorsun?” diye sordu. Kısaca olayın evveliyatına dair Bursa Cezaevi’nde şahit olduklarımı anlattım. İkinci soru “Muhsin’in istifası hakkında ne düşünüyorsun?” şeklinde oldu. “Muhsin Abinin yaptığı eleştirilerde haklı taraflar olduğunu düşünüyorum fakat bunların düzeltileceği noktasında Başbuğa olan inanç ve güvenimden dolayı Muhsin Abinin ayrılma noktasındaki kararını doğru bulmuyorum” dedim. Türkmen başkan ile Nadir “Bu ne konuşuyor” der gibi tuhaf bir şekilde yüzüme baktılar. Konuşmama devam ettim: “Biz, kendimizi hep “Başbuğun çocukları” olarak gördük. Muhsin ise en çok sevdiğimiz abimiz. Şimdi evimizin düzeni için babamızla abimiz arasında bir anlaşmazlık var ve bu safhada biz müdahil olsak da değiştirebileceğimiz bir şey yok” dedim.

Son olarak Türkmen başkan konuyu toparladı. Suat’a “Sen Türkiye’ye gidersin. Federasyon için kitap, kırtasiye gibi satışından gelir sağlayacağımız malzemeleri tedarik edersin, ayrıca oradaki gelişmeleri bize bildirirsin” dedi. Nadir ile bana da “Siz burada kalıp aynı şekilde devam edeceksiniz, ben de teşkilatları dolaşmaya devam edeceğim” diyerek sözünü bitirdi.

Aklımda kaldığı kadarıyla orada alınan bazı kararlar şöyleydi: İzin sezonuna denk geldiği için teşkilatlar bu olaydan şimdilik fazla etkilenmeyeceklerdir. Fakat izin dönüşüne çok iyi hazırlanmamız lazım. İzin sezonu boyunca da boş durmayıp teşkilatları dolaşmamız lazım. Telefonla arayanlara veya buraya gelenlere hüsnü muamele edelim, kimseyi kırmadan irademiz dışında gelişen bu olayla ilgili üzüntümüzü paylaşalım. Daha önce federasyonda yaşanan menfur Çelebi-Batman ayrılık hareketinden ders çıkararak hareket edelim. Gurbet ellerde bölünmenin sadece bize zarar vereceğini anlatalım. Federasyonu arayanları mutlaka isimleri ve konuya yaklaşımları ile birlikte not alalım…

Birkaç saat süren bu toplantımız sırasında Kenan Amca federasyona gelmiş. Bizim toplantıda olduğumuzu öğrenince beklemeye başlamış. Sonra ‘şimdi bunlar acıkmışlardır’ ” diye düşünerek City Bazaar’a gidip oradaki Türk fırınından sıcak ekmek, simit alıp gelmiş. Geldiğinde toplantının hala bitmediğini görünce de dayanamamış. Kapı iki kere vurulduktan açıldı. Türkmen başkan kapı aralanınca “Hayırdır Kenan Bey?” diye sordu. Kenan Amca çekinerek “Efendim size sıcak ekmek ve simit getirdim. Hem konuşun, hem de soğutmayın yiyin” dedi. Nadir de “Toplantımız bitti zaten, sen de otur” dedi. Bir tepsi içinde nevalemiz önümüze konurken Metin’e de “bize çay getir” dediler.

Suat, yanına oturan Kenan Amcaya “Bu ayrılma işlerine sen ne diyorsun?” diye laf attı. Kenan Amca “Ben bu olacakların hepsini önceden biliyordum” dedi. Bu defa Türkmen Başkan “Niye Muhsin ne yapacağını sana mı söyledi” diye sordu. Kenan Amca elindeki 99’luk tesbihini avucunda topladı ve sonra acaba bizi başka bir dinleyen var mı der gibi sağına soluna şöyle bir baktıktan sonra “Muhsin bey bana misafir olduğunda dikkat ettim onun kulak memeleri yüzüne bitişikti. O zaman anladım ki, bu çok inançlı ve azimli bir adam. Aynı zamanda inat…” Kenan Amcanın her konudaki çok farklı yorumlarına aşina olduğumuz için biz gülmeye başladık. “Bakın, arılar kovanda yaşarlar, ne zaman sayıları artarsa o zaman oğul verirler. Demek nüfusu çoğalan kovanda bir ana arı daha yetişmiş. Ben Muhsin beye başarılar diliyorum” dedi. Bizim günlerdir kafa yorduğumuz, üzüldüğümüz, bir türlü içinden çıkamadığımız olayı Kenan Amca böyle veciz bir şekilde tarif etmişti.

Toplantıdan sonra Metin, bazı arayanları bildirdi. Federasyon Hac kafilesinin başında giden Zübeyir Koç hocanın yarın buraya geleceğini söyledi. Ozan Nihat da aramış ve hafta sonu federasyona geleceğim demiş.

Sabah erkenden başlayan faaliyetlerimiz gece geç saatlere kadar sürüyor, çok yoruluyorduk. Keza ihtiyacımız olan bir şey alacak olsak, federasyonu bırakıp gidemiyorduk. Nadir bunlardan bahsederek Türkmen başkana “Buraya hiç olmazsa ufak tefek işlerimizin takibi için birini alalım” dedi. Gerçekten de koca federasyonun temizliğini yapmak, çay, yemek yanında ihtiyaçlarımız için bir yerlere gitmek Metin’in tek başına altından kalkamayacağı boyuttaydı. Türkmen başkan “Tamam sen birini bul o zaman” dedi.

Az sonra Kenan Amca evine gitti. Türkmen başkan da kalmak için yönetim kurulu üyemiz olan Münchener caddesindeki Ahmet Abinin yanına gitti.

Recep Küçükizsiz, Adanalı olup ilk ve ortokulu memleketinde okudu. Adana Erkek Lisesi'nde başlayan lise tahsilini Kadirli ve Antakya'da okuyarak tamamlayabildi. Ülkücü olduğu için 3 kez hapse girdi. 12 Eylül darbesinden sonra tutuklanıp MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'nda yargılandı. Alparslan Türkeş ile birlikte idamı istenen 220 ülkücüden birisiydi. Mamak Mahkemeleri'nde "iki idam, bir müebbet hapis" cezasına çarptırıldı. Adana, Mamak, Gaziantep, Bursa, Bayrampaşa gibi cezaevlerinde 11 yılı aşkın hapis yattı. Cezaevinde İktisat fakültesini bitirdi. 1991 senesinde, "Şartlı Salıverme Kanunu" gereği serbest bırakıldıysa da Yargıtay'ın "her idam cezası için 10 yıl yatılacak" şeklindeki kararı üzerine Almanya'ya iltica etti. Uzun yıllar Avrupa Türk Federasyonu'nda yönetici olarak görev yaptı. Evli ve dört çocuk babasıdır. 2000 senesinde çıkarılan ve kamuoyunda "Rahşan affı" olarak bilinen kanundan "Cezaevlerinde yatan üç-beş çapulcu için hükümeti bozamam" diyerek Ülkücülerin faydalanmasını engelleyen Devlet Bahçeli'ye tepki olarak Yusufiyeliler Hareketini başlatıp, haksız bir şekilde cezaevlerinde yatmakta olan arkadaşlarının sesi oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir