Ülkücü Şehitler

HER DEM YENİDEN DOĞMAK…
Recep Küçükizsiz, Ülkücü Şehitler

HER DEM YENİDEN DOĞMAK…

HER DEM YENİDEN DOĞMAK... 29 yaşında can veren Erzurumlu Ülkücü şehidimiz Nusret Seven'den bahsedeceğim size. Ailesiyle İstanbul, Maltepe’de oturuyor, bir kamyon kasası fabrikasında; satış müdürlüğü yapıyordu. Komünistler onu 29 Kasım 1979’da işine giderken vurarak şehit ettiler. Ardında gözü yaşlı eşi ile Doğan, İclâl ve Bilge Kağan isminde üç yavrusu yetim kaldı. Rahmetli iyi bir şairdi. Dolayısıyla sadece ailesi değil, şiirleri de öksüz kalmıştı. Aradan yıllar geçtikten sonra şehidimizden kalan şiirleri toplayan bir grup vefalı arkadaşı bunları kitap haline getirdiler. “Bir Şehidin Şiir Defteri” isimli 128 sayfalık bu kitap basıldığı gün aslında "Kul Nusret" şiirleri ile aradan 24 yıl geçtikten sonra 2003'te yeniden doğmuştu. Geçenlerde kitaba "Önsöz" yazan Ahmet Tat beni ...
ONLAR BİZİM KAHRAMANLARIMIZDIR!
Ömer Ağdoğan, Ülkücü Şehitler, YAZARLAR

ONLAR BİZİM KAHRAMANLARIMIZDIR!

Milli ve manevi hassasiyetlerden uzak, sol cenahın topluma kahraman olarak lanse ettiği isimlere bir bakın hele! Denizler, Mahirler… Kerametleri kendilerinden menkul bu kahramanların(!) yaptıkları tarih sayfalarında yazılıdır. Adli literatüre “yüz kızartıcı” suç olarak geçen her melanet bunlarda mevcuttur. Ancak gel gör ki Marksist ve Leninist düşünceden asla ve kat’a kahraman çıkamayacağı için o garibanlar(!) da adi suçluları allayıp pullayarak kahraman ihdas etme yolunu seçmişlerdir. Yalan yok bunda da başarılıdırlar hani. Yetmemiş sınırlar ötesinden Ernesto’yu kahraman olarak cilalamış bu milletin gençlerine idol olarak sunmuşlardır. Milli ve manevi hassasiyetlerden uzak, Marksist ve Leninist kesimin kahraman(!) üretmekte ne kadar mahir oldukları inkâr edilemez bir gerçektir. ...
YUNUS UZUN
Ülkücü Şehitler

YUNUS UZUN

YUNUS UZUN Adana’lı olup 28 yaşındaydı. CHP. Hükümeti zamanında, 1979 yılında, Pol-Der.’li polisler tarafından gözaltına alınıp akıl almaz işkencelerle birçok faili meçhul olayın suçlusu yapılmış ve cezaevine kapatılmıştı. 10 yıla yakın bir müddet, mahkemelerde yargılanarak ve cezaevinden cezaevine sürgün edilerek yaşadı. Son olarak sürgün edildiği Aydın Özel Tip Kapalı Cezaevi’nde 18.1.1988 tarihinde elektrik çarpması neticesi şehit düştü. Cenazesi, Adana’nın Karaisalı ilçesine bağlı Kaşoba köyündeki mezarlığa defnedildi. Kalk yiğitim,yine dağ başını duman aldı.Parçalandı bir kıtanın toprakları;Aslan payını aslan olmayanlar aldı...Kalk yiğitim,yine dağ başını duman aldı. ...Solcularla çatışma bana çokta anlamlı gelmiyordu bu ortamda, ancak daha önce ülkücülere yaptıklarının hesa...
ALİ OSMAN DEVECİOĞLU
Ülkücü Şehitler

ALİ OSMAN DEVECİOĞLU

ÜLKÜCÜ RUH "1979 yılında Sanayi'de askere gideceği gün şehit edilen bir genç vardı: Ali Osman Devecioğlu. Annesi (Havva Ana) kurşunlara kendini siper etmiş, anne ağır yaralanmış, oğlu şehit olmuştu. Havva Anamızın uzun süre tedavi gördükten sonra evine döndüğünü öğrendik. Baş sağlığına gittik. Gitmeden önce araştırdık kendi evleri varmış, eşinden maaş bağlanmış, orta halli bir durumu var. Yine de elimiz boş gitmeyelim diye bir zarfın içerisine üç beş kuruş koyup gittik. Orada Yasin-i Şerif okundu, okunan hatmi şerifin duası yapıldı. Ayrılacağımız zaman ben biraz geride kaldım ve zarfı uzattım. -Bu ne? diye sordu. -Belki acil bir ihtiyacınız vardır diye düşündük… bir miktar para Zarfı alıp açmadı bile. Birdenbire ciddileşti. -Beyefendi ben şehit anası olmuşum! Allah in...
ŞEHİTLERİMİZİN KERAMETİ…
Eski Sitemizden, Ülkücü Şehitler

ŞEHİTLERİMİZİN KERAMETİ…

Ramazan ayı ortalarıydı. Ülküdaşım Osman Kaplan beni iftara davet etmiş, “Mehmet Ağabey gelirken yanında rahmetlilerin mektuplarını getirirsen ne iyi olur” demişti. Osman’ın davetine icabet ettim. İftar sonrası sohbete başlamış, „çile" üzerine konuşuluyordu. Osman, “Sözü Mehmet Ağabeye bırakalım” deyince ben de, "Ölüm Hücrelerinden Hakk’a yürüyen", Halil ve Selçuk’la yaşadığım hatıraları ve onların şehadetine şahit olanlardan dinlediklerimi anlatıp, onların mektuplarını okumaya başladım. Bu sırada, bir arkadaşımız duygu seline kapılarak kendinden geçip "Allaaah!!!" diye feryat ederek, hıçkırıklar içinde ağlamaya başladı. Meclisimizde bulunan herkesin gözlerinden yaşlar akıyordu... Çekilen sıkıntılar, yaşanan acılar, yokluklar ve sefil halimizden bahsederken bir kardeşimiz cebinden ç...
İDAM SEHPALARINDAN HAKK`A YÜRÜDÜLER…
Eski Sitemizden, Ülkücü Şehitler

İDAM SEHPALARINDAN HAKK`A YÜRÜDÜLER…

İzmir’de Şadırvanaltı Camii’nde müezzinlik yapan Kazım Hoca, düşünce ve duygularımın örtüştüğü bir ağabeyimdi. Bir gün kendisini ziyarete gittim. Kazım Hoca müezzin odasında bulunanlarla sohbet ediyordu. Muradiye Camii imamı Abdullah Hoca da oradaymış. Kazım Hoca orada bulunanlara beni tanıştırırken, Ülkücü olduğumu, cezaevinde yattığımı söyleyince, Abdullah Hoca da Halil ile Selçuk’un infazında imam olarak bulunduğunu söyledi. Bu ne güzel bir rastlantıydı Yarabbi... Bir müddet sonra, Abdullah Hoca bana, “Ne mutlu onlara. Allah’ın izniyle onlar şehittir... Her hareketlerine şahit oldum. Ruhlarını nasıl teslim ettiklerine şahit oldum. Tekbir getirerek, Kelime-i şahadet çekerek, ölüme yürüdüler...” dedi. Bir müddet nefeslendikten sonra, olayı başından itibaren anlatmaya başladı: “Daha...
ÜLKÜCÜLERİN MATEM GÜNÜ
Ülkücü Şehitler

ÜLKÜCÜLERİN MATEM GÜNÜ

GÜN SAZAK'IN ŞEHADETİ 27 Mayıs 1980 ülkücülerin matem günüdür. Mertliğin dürüstlüğün timsali, gerçekten Ağa olan MHP genel başkan yardımcısı Gün Sazak Bey o gün komünist Dev Sol militanlarınca evinin önünde şehit edildi. 12 Eylül darbesine kadar 27 Mayıs günleri bayram olarak kutlanırdı. O gün her iki rahmetli (Türkeş Bey ve Gün Sazak Bey) Anıt Kabir'deki törene katılmışlar, oradan birlikte parti genel merkez'ine gelmişlerdi. Üçümüz partinin önünde oturduk. Partinin emektarı rahmetli Hasan Kazan yeni demlediği çaydan getirdi. Birer çay içtik. Genel başkan o gün karayoluyla İstanbul'a gidecekti. Gün Beyi de birlikte götürmek için yarım saat rica etti. "Gel Gün, birlikte gidelim beni yalnız bırakma" diyor, Gün Sazak ise "Efendim beni bugün mazur gör, çiftlikte işim var, çocukları ...
ŞEHİT ADİL DEMİRÖZ
Ülkücü Şehitler

ŞEHİT ADİL DEMİRÖZ

Bugün, 25 Şubat. ADİL DEMİRÖZ 'ümüzün Hakk'a yürüdüğü gün… 1976 yılında okumak için Antalya'dan Adana'ya gelmiş ve Mühendislik Yüksek Okulu'nun Makina bölümüne kaydını yaptırmıştı. Daha lise çağlarında ülkücülük ile tanıştığı için Adana'da hemen ülkücü arkadaşlarını bulmuş ve onlarla birlikte Adana Erkek Talebe Yurdu'nda kalmaya başlamıştı. Okulda ülkücülerin sayıları azdı hele makina bölümünde ancak bir avucun parmakları kadardılar ama solcu öğrencilerle aralarında çıkan kavgalarda henüz yenilmemişlerdi o yıllarda. Adil, makina bölümünde okuyan o az sayıdaki ülkücüler arasında heyecanlı, kabına sığmaz delikanlılardan birisiydi. Yürekli mi yürekli olduğu gibi boyu posu da yerindeydi… Ertesi yıl Adana Ülkü Ocaklarının oluşturduğu Mühendislik yönetiminde görev almıştı, Adil....
ŞEHİT S. TAMER ÖZDEMİR
Ülkücü Şehitler

ŞEHİT S. TAMER ÖZDEMİR

ÜLKÜCÜ ŞEHİT S. TAMER ÖZDEMİR - (14 Ağustos 1951 - 25 Ekim 1979) Ülkücü gazeteci S. Tamer Özdemir 1951 yılında Çanakkale’de dünyaya geldi. Babası Gümrük Muhafaza Müdürüydü. Ailece, İstanbul’un Kadıköy ilçesine bağlı Erenköy semtinde Şemsettin Günaltay Caddesi üzerinde bulunan bir evde oturuyorlardı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi bünyesinde kurulmuş bulunan Gazetecilik Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra TRT’de çalışmaya başlamıştı. Daha sonra Tercüman Gazetesi’ne geçerek muhabirlik yapmaya başladı. Başbakan Süleyman Demirel’in “oğlum” diye hitap ettiği, mesleki kariyeri parlak, başarılı bir gazeteciydi. Şehadetinden kısa bir süre önce Çin’e giderek Doğu Türkistan hakkında bir yazı dizisi hazırlamıştı. Seyahatten döndükten sonra arkadaşlarına Uygur Türkleri ile Tanrı...
ŞEHİT SELAHATTİN TURGAY DALOĞLU
Ülkücü Şehitler

ŞEHİT SELAHATTİN TURGAY DALOĞLU

Sanırım kocamışlık iyice sardı tinimizi. Bir de Korona Virüs etkisi ile evde kapanmanın vurucu gücü!Ha, ben öyle çok gezen, ortalıkta dolanan, konuşacak kişi arayan biri değilim de "Evde kal" zorunluluğu canımı sıkıyor. Yoksa, bir kitabı sonlandırayım, diye üç ay sokağa çıkmadığım zamanlar oldu. İşte hangi etki ile bilemem, illa da geçmişten esintiler düşüyor klavyeme. İster ye ister yeme! Ölümünün Şehitlik olduğuna gönülden inandığım ve Ülkücü Şehitler sıralamasında olması gerektiğini düşündüğüm bir kişiden, hadi sözü esirgemeyeyim, Tanrı'nın yarattığı en delikanlı gariplerden birinden söz etmezsem inanın bana yakışmaz. Hele Erzurum'dan söz etmeye başlayınca… Selahattin Ağabeyim, hakkında geçmişte bir yazı yazmıştım. Ama yazı savurganlığım nedeni ile nerededir bilmem. Okuyan ol...
ŞEHİT EDİLEN GAZETE BAYİMİZ
Ülkücü Şehitler

ŞEHİT EDİLEN GAZETE BAYİMİZ

Bir gün Mehmet Ş. ile oturuyorduk. Yanımıza Mecidiyeköy taraflarında gazete bayiliği yapan ülkücü bir arkadaş geldi. “Komünistler falan sokakta toplanıyorlar. Orada üs kurdular” diye bize haber verdi. “Bir baskın yapılsa hepsi suçüstü yakalanırlar” dedi. Sonra da “Siz bunu benim ismimi vermeden polise bildirir misiniz?” diye sordu. Bunun üzerine Mehmet ile beraber İstanbul vali muavinini ziyarete gittik. Ona öğrendiklerimizi olduğu gibi anlat­tık. Bize hemen “bu bilgileri size kim verdi?” diye sordu. Ona “Bu adamın ismini verirsek öldürürler” dedim. Bana “Ya öyle şey olur mu? Siz devlete güvenmiyor musunuz?” deyince kararsız kaldık. Çünkü biliyorduk ki, bir kısım polisin bizzat kendisi katildi. Mehmet "Tamam ismini verelim ama bu adamın ba­şına bir şey gelirse bundan siz mesulsünüz...