Yazar: yusufiye

HER ÖNÜNE GELEN BAŞBUĞ’UN MEZARINA KEPÇE Mİ SALLAYACAK?
Eski Sitemizden

HER ÖNÜNE GELEN BAŞBUĞ’UN MEZARINA KEPÇE Mİ SALLAYACAK?

Alparslan Türkeş’in mezarındaki tadilat, ortalığı karıştırdı... Tuğrul Türkeş, „Babamın mezarını nasıl açarsınız?“ diye savcılığa başvurdu. „Acaba kemikler yerinde duruyor mu?“' kuşkusunu ortaya koydu. MHP yöneticilerinin hapis cezasına çarptırılmalarını istedi. MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı ise, „hayır“ dedi: - Mezar açılmadı. Sadece kırılan iki adet mermer değişti. Bu işi yapan Ümit Şafak’a teşekkür edilmesi gerekirken, gösterilen bu tepki yanlıştır. Hatta daha da ileri gitti: - Tuğrul Türkeş’in bu tavrı, Alparslan Türkeş’in kemiklerini sızlatır. Bu açıklama ile konu daha da gizemli bir havaya büründü. *** Cihan Paçacı’nın söyledikleri, pek çok soruyu da beraberinde getirdi... Birincisi, Tuğrul Türkeş, mezarın başına gittiğinde, kapakları bile açık gördüğünü söy...
MHP TABANI, AMELE PAZARI MI…?
Eski Sitemizden

MHP TABANI, AMELE PAZARI MI…?

Türkiye’de medya, yayın organları, sivil toplum örgütleri herkes ama herkes çıra yakıp sol arıyor bugünlerde. Sol nerede? Altına bakılmayan taş, içine girilmeyen çalı kalmadı ama bir türlü ‘sol’ bulunamıyor. Gerçi Sarıgül, yılanı deliğinden çıkaracak sözü söyledi: ‘Camiyle barışmalıyız!’ Ama duyan kim? Hâlâ kitap sayfalarında ve kulislerde aranıyor bu sorunun cevabı!.. Hadi onların ‘araştırma şirketleri’ var, arayadursunlar; bana ne! Peki, sağ nerede? Bu soruyu, sağın kalesi olduğunu iddia eden MHP’ye sormanın vakti gelmedi mi hâlâ?.. Evet, 2002 seçimlerine göre bir miktar kıpırdanma var ama yeter mi bu? Aranan o lider hani nerede, ya kurmayları? Seçim hezimetinden sonra her solcu, kendine göre bir sonuç çıkardı. Son günlerde hangi televizyon kanalında görsem; Kemal Derviş ay...
BAŞBUĞ’UN MEZARI AÇILDI…
Eski Sitemizden

BAŞBUĞ’UN MEZARI AÇILDI…

Eski MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş, babasının mezarına fiziki müdahalede bulunanlar hakkında dava açılması istemiyle suç duyurusunda bulundu. Tuğrul Türkeş adına avukatı Berna Özpınar, bugün Ankara Adalet Sarayı’na gelerek, suç duyurusu dilekçesini Müracaat ve Suçüstü Savcılığı’na verdi. Ankara Barosu avukatlarından Umur Tamur ve Berna Özpınar’ın imzasını taşıyan suç duyurusu dilekçesinde, Tuğrul Türkeş’in 11 Haziran 2005 tarihinde yakınlarından aldığı bir telefonla, babasının mezarının etrafında inşaat çalışması olduğunu öğrendiği belirtildi.Türkeş’in, konuyu yerinde görmek için babasının mezarına gittiği ifade edilen dilekçede, şu görüşlere yer verildi: „Gerçekten merhumun mezarı başında işçiler tarafından inşaat çalışması yapıldığını, hatta cenazeyi mu...
MHP TEK BAŞINA İKTİDARA GELEBİLECEK GÜCE SAHİP
Eski Sitemizden

MHP TEK BAŞINA İKTİDARA GELEBİLECEK GÜCE SAHİP

MHP'de başlayan muhalif hareket, Kurultay'ı toplamak için imza topluyor. Önce tüzük, ardından genel başkan değişikliği için düğmeye basacaklar. Bahçeli'ye yakın olarak bilinen Kültür eski Bakanı Namık Kemal Zeybek de artık muhaliflerle birlikte. Zeybek , MHP'deki muhalefeti anlattı. -Bahçeli ile olmuyor, diyorsunuz. Neden? “Bahçeli ile olmuyor” demeyelim, “Böyle olmuyor” diyelim. Bahçeli söylemini, yönetim biçimini değiştirirse olur. Arkadaşımızdır. Sevginin yanında, Genel Başkan olmasından dolayı saygı duyarız, bunu sürdürmek isteriz.* Bu işi başlatan arkadaşlarımız meseleyi sağlam yerden yakalamışlar: Türkiye’nin büyük meseleleri var. MHP’nin çok açık, kitlelerin uyanışlarını sağlayacak söylemler geliştirmesi gerekiyor. “Bunlar Genel Kurul’da tartışılsın” diyoruz. Söylem so...
DAVA ADAMI OLMAK
Anılar

DAVA ADAMI OLMAK

İSA YUSUF ALPTEKİN Babam Mehmet Emin Alpkan vefat ettiğinde, İsa Yusuf bey amca doksanı aşan yaşına rağmen kırk yıllık dostunun cenazesini yalnız bırakmadı. Fatih Camii'ndeki namazdan sonra, Ortaköy mezarlığına kadar geldi. Ancak Haziran güneşine dayanamayıp kabristanda fenalık geçirdi. Tansiyonu düşmüştü. Cenazeyi defnettikten sonra Yıldız’daki evimize dönüldü hep birlikte. İsa Yusuf bey amcanın otururken bile başı dönüyor­du. Uzandı. Biraz istirahat etti ama bir türlü kendisini toparlayamıyordu. Aklıma yıllar önce İsa Yusuf bey amcanın büyük oğlu Murat abi genç yaşta bir trafik kazasında vefat ettiğinde yine aynı vaziyete düşen İsa Yusuf amcaya babamın uyguladığı metot geldi. İsa bey amcadan Doğu Türkistan’daki son öğrenci hareketleri hakkında bizleri aydınlatmasını rica ettim...
BİR ÖZÜR BİLE DİLEYEMEDİK
Anılar

BİR ÖZÜR BİLE DİLEYEMEDİK

Pertevniyal Lisesi tamamen komünistlerin kontrolüne girince okula gidemez oldum. Ben ülkücülerin elinde olan Vatan Lisesi'nde okumak istiyordum. Fakat başıma bir iş geleceğinden korkan babam, kaydımı Çarşamba semtindeki Fatih Erkek Lisesi'ne yaptırdı. Burası kolej statüsünde olan, paralı bir okuldu ve Nakşibendi şeyhi Hüseyin Hilmi Işık’a aitti. Şeyhin damadı olan Enver Ören, bizim biyoloji dersimize gelirdi. Burada solcu pek azdı. Daha çok Işıkçıların kendi çocukları burada okuyorlardı. Biraz da ülkücü vardı. Bunlar ailesinin maddi durumu iyi olan ve aynı benim gibi başka okulda okurken başı belaya girenlerdi. Meşhur mevlithanlarımızdan Adem Erim in oğlu Resul Erim, Prof. Dr. Sevgi Kafalı’nın kardeşi Mehmet Akif Çöktü, Tahsin gibi ülkücü arkadaşlarım vardı. Mehmet Akif burada yatı...
27 MAYIS SONRASI BAŞIMIZA GELENLER
Anılar

27 MAYIS SONRASI BAŞIMIZA GELENLER

BİR ÜLKÜCÜNÜN GÖZÜYLE 27 MAYIS SONRASI Bizim ailece siyasi hiçbir yanımız, yönümüz yoktu. Ama akrabalarımız genelde DP’liydi. 1960’tan önce hiçbir partiye girmedim. 27 Mayıs’tan sonra Örfi İdare ilan edilmişti. Türkeş’in yurtdışında olduğu günlerdi. Onunla mektupla haberleşiyordum. Bir gün Fatih'teki evimize polis ve subaylar baskın yapmışlar. Ben evde yokken evin altı üstüne gelmiş. Evde annem ve eşim var. “Emir var arayacağız” diyorlarmış. Evi baştan sona talan ediyorlar. O derece ki kurulu sobanın borularını bile sökmüşler. Sanırım Türkeş yüzünden bu arama yapılmıştı. Çünkü mektupları ve birçok kıymetli kitaplarımı götürmüşlerdi. Eşim beni aradı haber verdi, hemen eve geldim ama onlar gitmişlerdi. Suç unsuru olacak bir şey bulamamışlardı. Bizim evi aradıkları gibi enişte...
ÜLKÜCÜLERİN MATEM GÜNÜ
Ülkücü Şehitler

ÜLKÜCÜLERİN MATEM GÜNÜ

GÜN SAZAK'IN ŞEHADETİ 27 Mayıs 1980 ülkücülerin matem günüdür. Mertliğin dürüstlüğün timsali, gerçekten Ağa olan MHP genel başkan yardımcısı Gün Sazak Bey o gün komünist Dev Sol militanlarınca evinin önünde şehit edildi. 12 Eylül darbesine kadar 27 Mayıs günleri bayram olarak kutlanırdı. O gün her iki rahmetli (Türkeş Bey ve Gün Sazak Bey) Anıt Kabir'deki törene katılmışlar, oradan birlikte parti genel merkez'ine gelmişlerdi. Üçümüz partinin önünde oturduk. Partinin emektarı rahmetli Hasan Kazan yeni demlediği çaydan getirdi. Birer çay içtik. Genel başkan o gün karayoluyla İstanbul'a gidecekti. Gün Beyi de birlikte götürmek için yarım saat rica etti. "Gel Gün, birlikte gidelim beni yalnız bırakma" diyor, Gün Sazak ise "Efendim beni bugün mazur gör, çiftlikte işim var, çocukları ...
TÜRKEŞ, DÜNYA TÜRKLÜĞÜNÜN LİDERİYDİ
Anılar

TÜRKEŞ, DÜNYA TÜRKLÜĞÜNÜN LİDERİYDİ

KERKÜKLÜLER VE TÜRKEŞ Türkeş yalnız Türkiye'de değil bütün dünyada yaşayan Türklerin de lideriydi. Onun çileli hayatındaki Türk milliyetçiliğine olan bağlılığını ve yücelmesi için yaptığı mücadeleyi aziz milletimiz çok iyi bilmekteydi. Bununla beraber, ülkemizde çeşitli sebeplerden dolayı insanlarımızın bazıları bildikleri ve inandıkları bu inançlarını ifade edemiyor, kendilerini gizliyorlardı. Aziz milletimizin parçası olan diğer ülkelerdeki Türkler ise çok daha inançlı ve samimiyetle Türkeş için bu duygularını ifade edebiliyorlardı. Türkeş'in asrımızda Türk milliyetçiliğinin lideri olduğunu kabul etmekteydiler. Bu hususta yaşadığım bir olay anlatayım: 1975 yılının Ağustos ayıydı. Yalova'daki yazıhanemde işlerimle meşgulken yazıhaneme bir genç geldi. "Buyurun ne istiyorsun...
TÜRKEŞ’İN GÜLNAR’DA ÜÇ GÜNÜ
Anılar

TÜRKEŞ’İN GÜLNAR’DA ÜÇ GÜNÜ

TÜRKEŞ GÜLNAR'DA Memleketim olan Mersin'in Gülnar kazasında bulunduğum günlerin birinde, Alpaslan Türkeş ile birkaç arkadaşı kasabamıza geldiler. Türkeş, Gülnar'da kaldı. Rıfat Baykal ile diğerleri başka bir kazaya gittiler. Fakat orada arabaları arızalandığı için dönemediler. Onlar dönünceye kadar, Türkeş Gülnar’da üç gün mahsur/misafir olarak kaldı. Alpaslan Türkeş, 27 Mayıs’ın “Kudretli Albayı” idi. Türk Halkı, 27 Mayıs sabahı radyolardan ihtilali onun sesinden öğrenmişti. Ben o sabah, öğretmen olan babamı CHP’li diye sürdükleri, Erdemli’nin Kösbucak köyündeydim. Köy halkının tamamı Demokrat Partiliydi. Evimizin 30 metre kadar uzağındaki köy kahvesinin radyosundan aşina olmadığımız tok bir ses bir şeyler söylüyordu. Bu, Türkeş’in sesiymiş. Annem, “Oğlum bu ne acaba? Gidip b...
İSLAMCILIK VE MÜSLÜMANLAR
Anılar

İSLAMCILIK VE MÜSLÜMANLAR

ÜSTAT VE HAYAT İstanbul'daydım ama Yalova Milliyetçiler Derneği kurulduktan sonra da orayla irtibatımı kesmemiştim. O sıralar MTTB’de “Üstat”ın yani Necip Fazıl Kısakürek’in bir konferansını dinlemiş ve etkilenmiştim. Müthiş bir de kalabalık vardı. Konferans bitince Necip Fazıl'ı başkanlık odasına aldılar. Başkan İsmail Kahraman ve sekreter Osman Yumakoğulları içerideydiler. Ben de girdim. İçeride 8-10 kişi daha vardı. Bir yere oturdum. Çaylarımızı içiyorduk. Bu arada Osman beni “Yaşar ülkücülerin önemli isimlerindendir. Gazetecilik yapar” diyerek Necip Fazıl ile tanıştırdı. O an cesaretimi topladım, “Üstadım biz Yalova’da Milliyetçiler Derneği kurduk. Bir konferans da orada verir misiniz?” dedim. Bana "Bunlar öyle ayaküstü konuşulmaz. Evime gel, bunu orada konuşuruz" dedi. Ben...
ÜLKÜCÜLERLE AKINCILARIN ÇATIŞMASI -2
Anılar

ÜLKÜCÜLERLE AKINCILARIN ÇATIŞMASI -2

ÜLKÜCÜLER VE AKINCILAR Ülkücü hareket tertemiz bir kaynaktan samimi duygularla çıkmıştı. Fakat bilhassa 1970’li yılların ikinci yarısında bu harekete giren, sızan türlü insanların çalışmasıyla ülkücü hareket belli yerlere çekilmeye çalışıldı. Önce ülkücü gençler sonra Akıncı gençler silahlı olaylara teşvik edildiler. Ondan sonra kontrol edilemeyen bir anarşi ve kaos ortamı oluştu. Üniversite talebeliğim yıllarında MTTB’ye giderdim. Sinema Kulübünde çalışmalarım olurdu. Milli Görüş teşkilatı da o zamanlar müstakil olarak kurulmuştu. Yurtlarda aktiftiler. Güçlü bir teşkilatları vardı. Okulumuzda da bu gruptan çok az da olsa arkadaşlarımız vardı. Milli Görüşçülerden de MTTB’de bulunanlar vardı. Bunlarla temasımız olurdu. Aramızda o yıllarda her hangi bir çatışma yoktu. Anlaşmazlıkl...
İSLAMCILARLA AYRILAN YOLLARIMIZ -2
Anılar

İSLAMCILARLA AYRILAN YOLLARIMIZ -2

GALATASARAY MÜHENDİSLİK'TE OLAYLAR Galatasaray Mühendislik'te okuyoruz ve komünist olmadığımız için komünistler bizi okula almıyorlar. Okula alınmayan arkadaşlarla 10-15 kişi toplandık. Dedik ki, "Gelin komünistleri okula biz almayalım". İstanbul Ülkü Ocakları'nın desteğiyle, bir gece saat 04.00'te gidip okulu işgal ettik. Dediğimizi yaptık ve biz bunları okula sokmadık. Okul kantini önemli bir hâkimiyet alanıydı. Militan komünistler derse girmez, akşama kadar burada kızları başlarına toplar, geyik yapar, komünist marşlar söylerlerdi. Bizi okula sokmadıkları gibi kantine de almazlardı. Bu sebeple kantini de kontrol altına aldık. Şimdi de onlar kantine inemez olmuşlardı. Biz tarafsız öğrencilere ve hır çıkarmayan ılımlı solculara bir müdahalede bulunmuyorduk. Öğrencinin büyük bi...
İSLAMCILARLA AYRILAN YOLLARIMIZ -1
Anılar

İSLAMCILARLA AYRILAN YOLLARIMIZ -1

Biz Türklük gurur ve şuuru İslam ahlak ve fazileti ile hareket eder, Türklük ile İslam’ı atın iki kulağı gibi kabul ederdik. Keza Kadir Mısıroğlu gibilerin çevresinde olan arkadaşlarımızdan bazıları, siyasal İslamcılık akımına kapılmışlardı. Bunlar içimizde fitne çıkarmak isterlerdi, komünistlerle olduğu gibi onlarla da kapışırdık. İslamcılar, önceleri sayımız az diye bizi kazanmaya ve kendi gruplarına katmaya çok uğraştılar. Bizi elde etmek için her türlü yolu denediler ve hatta bazı arkadaşlarımıza çok şeyler teklif ettiler. Yılmadık, bıkmadık usanmadan çalıştık. Sonraları sayımız hızla çoğalmaya başlayınca bu defa da bizi kullanmak istediler. Türk sağının içinde yeni bir siyasi akım olarak Milliyetçi/Ülkücü hareket oluşurken aramıza siyasal İslamcılar, cemaatçiler, tarikatçı...
ÜLKÜCÜLERLE AKINCILARIN ÇATIŞMASI -1
Anılar

ÜLKÜCÜLERLE AKINCILARIN ÇATIŞMASI -1

METİN YÜKSEL OLAYI Akıncılar, genel olarak ülkücüleri düşman olarak gören bir gruptur. Bunlar Fatih bölgesinde bize sıkıntı yaratıyorlardı. 1977 senesinde Akıncılar, Profilo’ya giderken alt katı demirci olan iki katlı bir binada faaliyet gösteriyorlardı. Bu dernek önceden de vardı ama Profilo’da çalışan Disk işçilerinin baskısı sebebiyle kapalı duruyordu. Biz Mecidiyeköy’de Ülkü Ocağı açtıktan birkaç ay sonra bunlardan Muhittin isminde Oflu biri bana geldi ‘derneği açmak için yetki aldığını ve müsaade edersek faaliyete başlayacaklarını’ söyledi. Ben de “Bu dernek niye kapalı diye merak ediyordum. Biz de yardımcı olalım derneğinizi açın.” dedim. Muhittin, kısa sürede yönetimini oluşturup derneği faaliyete geçirdi. Onunla görüşmelerimiz devam ediyordu. Bir gün ona “Gel Muhitt...
ŞEHİT ADİL DEMİRÖZ
Ülkücü Şehitler

ŞEHİT ADİL DEMİRÖZ

Bugün, 25 Şubat. ADİL DEMİRÖZ 'ümüzün Hakk'a yürüdüğü gün… 1976 yılında okumak için Antalya'dan Adana'ya gelmiş ve Mühendislik Yüksek Okulu'nun Makina bölümüne kaydını yaptırmıştı. Daha lise çağlarında ülkücülük ile tanıştığı için Adana'da hemen ülkücü arkadaşlarını bulmuş ve onlarla birlikte Adana Erkek Talebe Yurdu'nda kalmaya başlamıştı. Okulda ülkücülerin sayıları azdı hele makina bölümünde ancak bir avucun parmakları kadardılar ama solcu öğrencilerle aralarında çıkan kavgalarda henüz yenilmemişlerdi o yıllarda. Adil, makina bölümünde okuyan o az sayıdaki ülkücüler arasında heyecanlı, kabına sığmaz delikanlılardan birisiydi. Yürekli mi yürekli olduğu gibi boyu posu da yerindeydi… Ertesi yıl Adana Ülkü Ocaklarının oluşturduğu Mühendislik yönetiminde görev almıştı, Adil....
BU DAVAYA CAN VERENLER 2.CİLT
Kitaplar

BU DAVAYA CAN VERENLER 2.CİLT

Ülkücülere yönelik düşmanca saldırılar, daha Hareketin Türk fikir ve siyaset hayatında yer aldığı ilk günlerden itibaren başlamış ve Hareketin taraftar toplayarak güç­lenmesi ile orantılı olarak da zaman içerisinde korkunç boyutlara ulaşmıştır. Alfabetik Sıraya Göre Kitapta Yer Alan Şehitler 1- Abdulkadir Bilir 2-Abdurrahman Güneş 3- Adil Koçak 4- Adnan Özçiftçi 5- Ahmet Akkaş 6- Ahmet Bayraktar 7- Ahmet Bölükbaşı 8- Ahmet Güleç 9- Ahmet Kılıç 10- Ahmet Özkan 11- Ahmet Yaşar Elbek 12- Alaattin Yakut 13- Ali Aras 14- Ali Çakıcı 15- Ali Duman Salihoğlu 16- Ali Ekinci 17- Ali Gül 18- Ali Güzel 19- Ali Karakaya 20- Ali Kemal Fidan 21- Ali Nadir Hayta 22- Ali Öğe 23- Ali Özaydın 24- Alim Ulusoy 25- Alişan Duruhan...
BU DAVAYA CAN VERENLER 1.CİLT
Kitaplar

BU DAVAYA CAN VERENLER 1.CİLT

Ülkücüler, her devir ve şartta inançlarının gereğini gözlerini kırpmadan yerine getiren kararlı insanlardır. İmân ve ihlâs abideleri olan şehitlerimiz, bizlerin bu vasıfta insanlar olduğumuzun hem birer delili, hem de varlıkları ile olmamız gereken ideal Ülkücü tipin örnekleridir. Alfabetik Sıralamaya Göre Kitapta Yer Alan Şehitler 1- Abdil Gök 2- Abdullah Gülbahar 3- Abdullah İzci 4- Abdurrahman Kılıç 5- Abdülkadir Toma 6- Adem Pekmezci 7- Adem Taştan 8- Adem Tomay 9- Adil Demiröz 10- Adil Karagülle 11- Adil Şakar 12- Adnan Baydilli 13- Adnan Koç 14- Adnan Ünver 15- Adnan Yılmaz 16- Adnan Yüzgün 17- Ahmet Adil Okur 18- Ahmet Avlamaz 19- Ahmet Aybak 20- Ahmet Çakıroğlu 21- Ahmet Çebi 22- Ahmet Çetin Çavdar 23- Ahm...
ŞEHİT S. TAMER ÖZDEMİR
Ülkücü Şehitler

ŞEHİT S. TAMER ÖZDEMİR

ÜLKÜCÜ ŞEHİT S. TAMER ÖZDEMİR - (14 Ağustos 1951 - 25 Ekim 1979) Ülkücü gazeteci S. Tamer Özdemir 1951 yılında Çanakkale’de dünyaya geldi. Babası Gümrük Muhafaza Müdürüydü. Ailece, İstanbul’un Kadıköy ilçesine bağlı Erenköy semtinde Şemsettin Günaltay Caddesi üzerinde bulunan bir evde oturuyorlardı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi bünyesinde kurulmuş bulunan Gazetecilik Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra TRT’de çalışmaya başlamıştı. Daha sonra Tercüman Gazetesi’ne geçerek muhabirlik yapmaya başladı. Başbakan Süleyman Demirel’in “oğlum” diye hitap ettiği, mesleki kariyeri parlak, başarılı bir gazeteciydi. Şehadetinden kısa bir süre önce Çin’e giderek Doğu Türkistan hakkında bir yazı dizisi hazırlamıştı. Seyahatten döndükten sonra arkadaşlarına Uygur Türkleri ile Tanrı...
MAMAK KAPISINDA ANNEM / HÜDAİ KUŞ
Hüdai Kuş, Ülkücü Şairler

MAMAK KAPISINDA ANNEM / HÜDAİ KUŞ

MAMAK KAPISINDA ANNEM Kapıdan tebessümle çıktı dilde bismillahOğlunu görecekti, nasip etmişse Allah RACİ aklı esti mi keyfi yasak koyardıAileler çaresiz o yasağa uyardı Hemen “la havle” çekti; “inşallah olmaz” dediYine de endişeyle ürpererek titredi Başladı yürümeye, dilde onca tesbihat,Aklın bir köşesinde, oğul için nasihat Şanslı idi herkesten, yürür gider gelirdiEvin tam karşısında, oğlu orda, bilirdi Bu düşünceyle geldi Nizamiye önüneBaktı, toplandıkları o kahvenin yönüne Gelen orda toplanır, yapılır sıralamaKime geldin? Ad soyad, üç satır karalama Kahve hınca hınç dolu, uzak-yakın gelenlerSarılıp kucaklaşır, birbirini bilenler Saat on; Nizamiye önünde olur herkes“Sessiz ol, sıraya geç!” uyarır cırtlak bir ses Ad okunur, bir düdük; otobüse binilirTüme...
ŞEHİT SELAHATTİN TURGAY DALOĞLU
Ülkücü Şehitler

ŞEHİT SELAHATTİN TURGAY DALOĞLU

Sanırım kocamışlık iyice sardı tinimizi. Bir de Korona Virüs etkisi ile evde kapanmanın vurucu gücü!Ha, ben öyle çok gezen, ortalıkta dolanan, konuşacak kişi arayan biri değilim de "Evde kal" zorunluluğu canımı sıkıyor. Yoksa, bir kitabı sonlandırayım, diye üç ay sokağa çıkmadığım zamanlar oldu. İşte hangi etki ile bilemem, illa da geçmişten esintiler düşüyor klavyeme. İster ye ister yeme! Ölümünün Şehitlik olduğuna gönülden inandığım ve Ülkücü Şehitler sıralamasında olması gerektiğini düşündüğüm bir kişiden, hadi sözü esirgemeyeyim, Tanrı'nın yarattığı en delikanlı gariplerden birinden söz etmezsem inanın bana yakışmaz. Hele Erzurum'dan söz etmeye başlayınca… Selahattin Ağabeyim, hakkında geçmişte bir yazı yazmıştım. Ama yazı savurganlığım nedeni ile nerededir bilmem. Okuyan ol...
ÜLKÜCÜLERİN ÇİLESİ
Kitaplar

ÜLKÜCÜLERİN ÇİLESİ

Ülkücülerin çileli hayatlarından kısa kesitler sunduğum bu kitap ile hem geçmişte yaşananları tarihe kaydetmek, hem de yeni nesillere “fedakarlık, sadakat, dürüstlük, cesaret, vefa, kararlılık ve sabır... gibi değer ve ölçülerimizi öğrenebilecekleri sağlıklı bir kaynak eser bırakmak istedim. Senelerce yurt dışında yaşamak mecburiyetnde kaldığım için oradaki ülküdaşlarımın, Türkiye’de pek bilinmeyen kutlu mücadelelerine şahit oldum. Onların yurt dışında verdikleri bu çileli mücadeleler de bilinsin istediğim için bunları özellikle kaleme aldım. Kitapta, darağacında can veren ülküdaşımız Ahmet Kerse ile İstanbul’da şehit edilen ülküdaşımız Atlla Kurtuluş hakkında birer yazımız bulunmaktadır.
YİNE AYNI TÜRKÜ / BAHATTİN KARAGÖZ
Bahattin Karagöz, Ülkücü Şairler

YİNE AYNI TÜRKÜ / BAHATTİN KARAGÖZ

Ülkücü şairlerimizden Bahattin Karagöz iyi bir gözlemcidir. Şiirlerinde insanların ahlaki zaaflarını hicvederken erdemli olmanın methiyesini yapar; iyiye güzele olan hasretini bütün şiirlerinde özellikle vurgular. Yüreklerimizdeki ateşini de mısralara döken şairimiz için "ideal insan, ideal toplum" en büyük ülküdür. YİNE AYNI TÜRKÜ Aynı şeyi söyler bir başka tarzdaBirimiz, üçümüz, beşimiz bizim.Bütün hüner dilde, makama arzdaAllah'a kalmıştır işimiz bizim. Çözelim lisanı vurulan bağsaAşalım engeli aykırı dağsaGökten elma diye mutluluk yağsa,Beladan kurtulmaz başımız bizim. Her an solumuzu bir sancı yoklarBizedir sitemler, bizedir oklar.Ne bilsin aç gözler, oburca toklar;Yaş ile kaynıyor aşımız bizim. Cihan iki şaha yurtluk kalmayaGüçlüler zayıftan vurup almaya.Hep daha ...
TÜRKİSTAN’A AĞIT / ŞAH ALİ YAŞAR
Şah Ali Yaşar, Ülkücü Şairler

TÜRKİSTAN’A AĞIT / ŞAH ALİ YAŞAR

Oğuz soylu olup, Köroğlu, Dadaloğlu Pir Sultan Abdal neslinden bir şairimiz Şah Ali Yaşar… Ülkü sevdasıyla yazdığı şiirleri sükuta isyandır aynı silahta patlayan mermi, kavgada atılan yumruğumuz gibi… TÜRKİSTAN'A AĞIT Dilerim ki, sen hep gülBen ağlarım Türkistan!..Azat yaşa bengi yılBen ölürüm Türkistan!.. Öz özden kalmaz ayrıYabanın olmaz hayrıHalini senden gayrıBen bilirim Türkistan!.. Bi dök helem içiniNeymiş bilem suçunuCümle âlem piÇiniBen bölerim Türkistan!.. Bu ne zalım kargaşaHasret kaldım gardaşaKorkmam varım savaşaBen gelirim Türkistan!.. Tanrı dağın uludurBaşı duman doludurTuran iller yoludurBen bulurum Türkistan!.. Bozkurtlar geçer öneGötürür kutlu güneDemirden dağı geneBen delerim Türkistan!.. Darda kalır başın oyÇatlar sabır taşın oyAkar kanlı...
HAYKIRIŞ / OZAN ALİ KİRAZLI
Ozan Ali Kirazlı

HAYKIRIŞ / OZAN ALİ KİRAZLI

Pek bilinmeseler de dünyanın her köşesinde yürekleri "ülkü" ile çarpan, ozanlarımız, şairlerimiz, aşıklarımız var. Fransa'da yaşayan yanık yürekli ülküdaşımız Ozan Ali Kirazlı'dan bir şiir paylaşıyoruz. HAYKIRIŞ Izdırapla yoğrulduk bizDağdan yüce derdimiz varŞehadet şerbeti içenBeş bin şehit ferdimiz var Yurtta düzen, dirlik içinGerçek milli birlik içinAnd içtik and, er’lik içinSözden dönmez merdimiz var Kimi aşık, kimi OzanKimi hatip, kimi yazanKorksun bizden kahbe düzenAlperenler ordumuz var Haykır Ozan Ali’m haykırBörteçine kurdumuz varTarih öncesi çağlardaErgenekon yurdumuz var Ozan Ali Kirazlı
VAZİYET / REFİK AY
Refik Ay, Ülkücü Şairler

VAZİYET / REFİK AY

Ülkü sevdalıları vatan, millet sevgisi ile coştukları gibi yaşanan zulümlere de isyan ederler. Akan göz yaşlarını, çekilen çileleri içselleştirip kelimelere dökerken aslında toplumun vicdanı olup inler, feryat ederler. Almanya'dan ülkücü şairimiz Refik Ay'ın böyle bir şiirini paylaşıyorum. VAZİYET Ülkücüler iki yerde birleştiBiri Mamak, biri Başbuğ göçerkenÖz gardaş, öz gardaşıyla dilleştiEller tarlamızda tırpan biçerken Şehitlerin emaneti harcandıHer birinin mefkuresi cihan'dıŞu Fırat'ın şehadetine el yandıBeyler sırtımızda makam seçerken Ocaklara kara kazan astılarKarargahı karargahta bastılarDiyemedik bunların ne kastı varAk saçlılar göz yaşları dökerken. Keş Dağı'nda düşürdüler umuduÜlkücüler can evinden vurulduHani gardaş, hesabı mı sorulduBağımıza eller bostan...
MAMAK / İSMAİL AK
İsmail Ak, Ülkücü Şairler

MAMAK / İSMAİL AK

Yıllarca zindanlarda kalan İsmail Ak, bir neslin yaşadıklarını kendine özgü bir gerçeklikle en iyi ifade eden şairlerimizdendir. Onun şiirlerinde sonsuz bir sevginin yanında hasret, nefret, öfke, acı dolu mısralar bir arada bulunur. MAMAK Ruhların Kâbe'sinde varsa şeytan taşlamak,Son nefesime kadar taşlarım seni Mamak... Kapıaltında, üç gün insanlığın utancı,Tende geçse de izi, ruhta dinmeyen sancı. Bir devletin ferdine uygulattığı şiddet,Yaşamayan inanmaz, Tanrım bu nasıl nefret..! Tecrit ön, tecrit arka, Kafes gibi hücrelerSağcı, solcu farketmez, kabus gibi geceler... Atatürk'ün Nutku'nu biliyorken ezbereTekmil vermek o Nutku hiç bilmeyen askere... Metazori okurken İstiklal Marşı'mızı,Akıttık içimize kanlı göz yaşımızı. Hani "Bizim Ordumuz" dediğim...
SON AKINCI  / OYHAN HASAN BILDIRKİ
Oyhan Hasan Bıldırki, Ülkücü Şairler

SON AKINCI / OYHAN HASAN BILDIRKİ

O bir üstad... Türk şiirinde Hisarcılar akımının önde gelenlerinden ve yaşayan son temsilcilerinden birisi... Ona kısaca "Aşk ve Umut şairimiz" diyebiliriz. Ana sütü lezzetindeki Türkçemizle yazdığı sadece şiirleri değil, hikayeleri de sahasının zirvelerinde bir edebiyatçımız. 75 yılık ömründe sayısız eserler vermiş bir kalem ustası... Belki de ülkücü olduğu için pek bilinmiyor diyorum esefle...Büyük ustayı saygıyla selamlıyoruz. SON AKINCI Yüreğimde özlem kıvılcımlarıHasretin gergefinde dokunmuşumDün buradaydılar, şimdi nerdeler?Hepsi de bir rüyâ gibi geçtilerYerden göğe tutmuşum şafakları"Nazara gelme" diye okunmuşum Açılmış yollar menekşe morundaSımsıcak sevgiler vurgunuyumHepsi de bir rüyâ gibi geçtilerDün buradaydılar, şimdi nerdeler?Deseler de kavuşursun sonundaGeçti ...
DR. MEHMET GÜNEŞ
Ülkücü Şairler

DR. MEHMET GÜNEŞ

Yüreği sevda yangınlarıyla kavrulmuş, gönül ve fikir adamı olmanın sorumluluğuyla yaşayan, sanatıyla kelimelere dans ettiren bir şair... Yusufiyelilerin ağabeyi Dr. Mehmet Güneş'ten yeni yılın ilk şiiri ... YORULDUK Umutların tozunu ala ala yorulduk,Şafaksız gecelerde kala kala yorulduk. Meydân-ı siyâsetin sinsi hîleleriyle,Her devirde kündeye gele gele yorulduk. Düzenbaz demokrasi derde derman olmadı, Hayâlleri hüsrâna böle böle yorulduk. Hasret kaldık huzûra sabır taşı çatlarken,Siyâsiler peşinde yele yele yorulduk. Kupa ası zannettik sinek papazlarını,Fırdöndü liderleri bula bula yorulduk. Mazbatayla değişen yiğitlerin (!) emrine,Oyumuzu âmâde kıla kıla yorulduk. Taşranın bülbülleri Başkent’te lâl olurken,Bizler Mehter Marşı’nı çala çala yorulduk. Ne taks...
YANDI YÜREK FIRAT’IM / HAKKI KALABALIK
Hakkı Kalabalık, Ülkücü Şairler

YANDI YÜREK FIRAT’IM / HAKKI KALABALIK

Gurbette yaşayanların vatan ve millet duyarlıkları çok yüksektir. Nitekim Ülkücü ozan ve şairlerimiz de ülkemizde yaşanan olaylara ilgilerini hiç kesmemişlerdir. Almanya'dan ülkücü şairimiz Hakkı Kalabalık'ın şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun ardından kaleme aldığı ağıdı paylaşıyoruz. YANDI YÜREK FIRAT'IM Yandı bütün yürekler, bende yandım kavruldumNeler oluyor millet, ne hale geldi yurdumVurdu sillesin yıktı savruldukça savruldum Gördüm hep düşlerimde gül bahçesine girdiVatan bölünmez deyip ömrünü ona verdi Verilmiş fermanlar bak yürekleri yakıyorDarbe almış bacaktan şehit kanı akıyorCennet göründü ona halden hale sokuyor Gördüm hep düşlerimde gül bahçesine girdiVatan bölünmez deyip ömrünü ona verdi Bu gençlik çağlarında benzi sararıp solduVatan sevdası ile bana ila...
ERGÜN ERTEKİN
Biyografi

ERGÜN ERTEKİN

UNUTTUĞUMUZ GÜZEL BİR İNSAN Bir zamanlar ilçelerden birinde güzel bir insan yaşardı.Yalnız Hakk’a secde eder, yalnız halkı için vardı.Daha çok genç yaşında bir sevdaya tutulmuştu,Ülkü denen nazlı bir geline vurulmuştu.Ülküm deyip koşardı ardından,Söyledikçe manevi bir zevk alırdı adından.Meftundu, Resulullah’ın sembolü güle...Bir de dünya ahiret kardeşi bildiği Ülkücülere,Sevdalı gönlü onlarla çarpardı.Peygamber mesleğindendi, öğretmenlik yapardı.Kendini halkından sorumlu gördü, eğitti eğittiSanki o bir değirmendi buğday öğüttü.Gün geldi, kendi elleri ile hazırladığı una, Su kattı, hamur yapıp şekil verdi.Haydi dediğinde, belediye başkanlığı ülkücülerindi. ........Hiç bir zaman kemlikten medet ummadıVefalıydı ahdini hiç unutmadıHep inandığı gibi dosdoğru yaşadı. 2001 Senesinin A...
MEHMET SAİD MUTLU
Biyografi

MEHMET SAİD MUTLU

SANDIKLI’DA KATLEDİLEN MİLLİYETÇİ BİR AYDIN Dostlarımın daveti üzerine bir süre önce Afyon’un Sandıklı ilçesine gitmiştim. Oradayken ülkücü şehitlerimizden Sandıklı Asri Mezarlığı’nda medfun İbrahim Türkeş’in mezarını ziyaret ettik. Asri Mezarlık, oldukça eski ve büyüktü. Annesi ve babasıyla birlikte yatan İbrahim Türkeş’e kabri başında dualarımızı ettikten sonra araçla girdiğimiz mezarlıktan yürüyerek çıkmayı tercih ettim. Mezarlıkta Bir Kabir Mezarlığın ana kapısının hemen sağ başköşesinde koca bir çam ağacın dibinde, kaidesi mermerden, üstü ise yeşile boyanmış demir kafesle çevrili bir mezarın yanından geçerken arkadaşım Recep Çil, “Hakkında pek fazla bilgim olmamak beraber bu mezarda yatan kişi, Sandıklı halkının çok sevdiği bir eczacıymış, alçakça öldürüldüğü için halk ona...
SEFERBER OLDUK / RESUL ŞAHİN
Resul Şahin, Ülkücü Şairler

SEFERBER OLDUK / RESUL ŞAHİN

Millet ve memleket sevdası şairlerimizi coşturur. Büyüleyici güzellikleri, yüce hasletleri terennüm ettikleri gibi şahit oldukları olumsuzluklara da tercümanlık ederek millet vicdanının sesi olurlar. Almanya'dan ülkücü şairimiz Resul Şahin'in böyle bir şiirini paylaşıyoruz. (daha&helliip;)
TEFRİKA / ALİ DERE
Ali Dere, Ülkücü Şairler

TEFRİKA / ALİ DERE

Şairleri, şahikalarda dolaşan, göklerden ilham alanlar olarak da tarif ederler. Müminin feraseti de buna eklenince bazı öngörülerin sırrı ve hikmeti çabucak anlaşılır. Almanya'dan ülkücü şairimiz Ali Dere'nin o yıllarda kaleme aldığı ibretli bir şiirini paylaşıyoruz. (daha&helliip;)
ŞEHİT EDİLEN GAZETE BAYİMİZ
Ülkücü Şehitler

ŞEHİT EDİLEN GAZETE BAYİMİZ

Bir gün Mehmet Ş. ile oturuyorduk. Yanımıza Mecidiyeköy taraflarında gazete bayiliği yapan ülkücü bir arkadaş geldi. “Komünistler falan sokakta toplanıyorlar. Orada üs kurdular” diye bize haber verdi. “Bir baskın yapılsa hepsi suçüstü yakalanırlar” dedi. Sonra da “Siz bunu benim ismimi vermeden polise bildirir misiniz?” diye sordu. Bunun üzerine Mehmet ile beraber İstanbul vali muavinini ziyarete gittik. Ona öğrendiklerimizi olduğu gibi anlat­tık. Bize hemen “bu bilgileri size kim verdi?” diye sordu. Ona “Bu adamın ismini verirsek öldürürler” dedim. Bana “Ya öyle şey olur mu? Siz devlete güvenmiyor musunuz?” deyince kararsız kaldık. Çünkü biliyorduk ki, bir kısım polisin bizzat kendisi katildi. Mehmet "Tamam ismini verelim ama bu adamın ba­şına bir şey gelirse bundan siz mesulsünüz...
ÜLKÜCÜ GAZİLERİMİZ ANLATIYOR: VEYSEL ASILDI -4
Anılar

ÜLKÜCÜ GAZİLERİMİZ ANLATIYOR: VEYSEL ASILDI -4

Komünistlerin koğuşundan kurtulduktan sonra Askeri Cezaevi’nin Müşahede kısmında kalmaya başlamıştım. Beni götürecekleri E-Tipi Cezaevi aslında hemen bitişikteydi. Fakat bir türlü naklim yapılmıyordu. Tam 23 gün burada bir hücrede tek başıma kaldım, naklimin yapılmasını bekledim. Burada da rahat değildim. Çünkü komünistler tarafından sürekli taciz ediliyordum. Müşahede bölümünün kapısına gelen komünistler oradan bana küfrediyorlardı. Müşahede kısmında benden başka biri daha vardı. Görmüyordum ama çıkardığı sesleri duyuyordum. Birkaç gün sonra bana seslenince onunla tanışıp konuşmaya başladık. Bitişik hücrede kalan bu kişi Veysel Güney adında Malatyalı idamlık bir komünistti. Onu tanımıyordum ama onun yakalandığı olayı biliyordum. 1981’in yılbaşına yakın bir gün Gaziantep’in Alleben...
ÜLKÜCÜ GAZİLERİMİZ ANLATIYOR: HAYATIMIN EN ZOR GÜNLERİ -3
Anılar

ÜLKÜCÜ GAZİLERİMİZ ANLATIYOR: HAYATIMIN EN ZOR GÜNLERİ -3

Gaziantep Emniyet Müdürlüğü, 1. Şube’de yapılan işkenceler bitip ifadem yazıldıktan sonra bir gün beni mahkemeye çıkardılar. Tabii tutuklandım. Doğruca 5. Zırhlı Tugay’daki Askeri Cezaevine götürdüler. Cezaevine girdiğimizde akşamüzeriydi. O gün mahkemede tutuklanan 8-10 kişiydik. Bizi bir cemseye doldurup getirmişlerdi. Askerler işlemlerimizi yapıp bizi bir koğuşa soktular. Az sonra ben hariç, gelen herkesi “Geçmiş olsun.” diye kucaklayanlar oldu. Beni de bir kenara oturtmuşlardı. Ama bana ne hoş geldin diyen olmuş, ne de arkadaşlarım beni karşılamıştı. Bu durumu garipsedim. Çevremde ne konuşulduğunu anlayamadığım bir fısıltı vardı. Derken birisi kulağıma eğilip “Ejder, seni yanlışlıkla sol siyasiye getirmişler.” dedi. Şaşırdım. “Sen kimsin?” dedim Kısaca “Suat” diye cevap verd...
ÜLKÜCÜ GAZİLERİMİZ ANLATIYOR: HİLELİ BİR GÜREŞ -2
Anılar

ÜLKÜCÜ GAZİLERİMİZ ANLATIYOR: HİLELİ BİR GÜREŞ -2

12 Eylül dönemiydi. Adaletsiz bir mahkemenin kararıyla ceza alınca beni Malatya Cezaevi’ne naklettiler. Burada önceden tanıdığım birçok arkadaşım vardı. Dolayısıyla Malatya’ya alışmam zor olmadı. Koğuşta birlikte kaldığımız arkadaşlarımın biri de Kahramanmaraş Olaylarından yatan ve liseden arkadaşım olan Rıdvan Çalışır’dı. O bana sık sık şaka yapar, rast geldiği yerde elense çekerek “Hemşehrim seninle bir güreşelim, meydanları inletelim mi?” derdi. Ben de “Ya git başkaları ile uğraş!” diyerek reddederdim. Bir değil, iki değil artık iyice sıkılmıştım. Yine böyle şaka yaptığı bir gün “Madem bu kadar çok istiyorsun güreşelim ama bir şartım var.” dedim. Rıdvan hemen şartımı sordu. Ona “Güreşirken senin de gözlerin bağlanacak, böylece eşit şartlarda güreşeceğiz.” dedim. Hiç teredd...
ÜLKÜCÜ GAZİLERİMİZ ANLATIYOR: PAZARCIKLI OLMAK -1
Anılar

ÜLKÜCÜ GAZİLERİMİZ ANLATIYOR: PAZARCIKLI OLMAK -1

Akşamüzeri beni Askeri Cezaevi'nden PKK’lı bir kız ile birlikte Gaziantep E-Tipi Cezaevi’ne götürdüler. Zaten iki cezaevi de askeriyenin içindeydi. Cezaevi Müdürü Ekrem Beyin odasına girdik. Bana “Allah iyi ki senin gözünü kör etmiş, şu dosyanın kalınlığına bak.” dedi. Dışarı çıktım, gardiyanlar kuduz köpekler gibi saldırıyorlardı. “Kürtmüş, Aleviymiş, Pazarcıklıymış, komünistmiş, bombacıymış...” daha neler neler diyorlardı. Beni beş katlı müşahede bölümünün en alt katına koydular. İdareden iki tane battaniye vermişlerdi. Gardiyan Selim gelip “Komüniste bir tane yeter!” diyerek birini geri aldı. Üst katlarda başka birileri yatıyordu. Bunların Kahramanmaraş Olaylarından idam cezası almış 22 kişi olduğunu sonradan öğrenecektim. Üst kattakiler sanırım gardiyanların haber vermesi ...
SABAHATTİN ALİ
Biyografi

SABAHATTİN ALİ

SABAHATTİN ALİ KOMÜNİST DEĞİLDİ Bu sıralar ortalıkta bir Sabahattin Ali furyası estiriliyor. Eserleri tekrar tekrar bastırılıyor, hakkında paneller, konferanslar tertip edilip sürekli gündemde tutuluyor. Yazdığı (Aldırma Gönül, Leylim Ley, Göklerde Kartal Gibiydim, Geçmiyor Günler, Çocuklar Gibi, Kız Kaçıran, Kara Yazı, Dağlardır Dağlar…gibi) şiirler bestelenip hikayeleri, romanları göklere çıkarılıyor. Sol basın onu sonuna kadar istismar ederken sağcılar da bildik algının geçmek bilmeyen tesiriyle ölümünden “sittin sene” sonra da olsa “Kahrolsun komünistler” terranesiyle sövüyorlar. Ben bu yazımda bazı pek bilinmeyen hususlara temas edeceğim. KOMÜNİST İLAN EDİLİŞİ Sabahattin Ali ile Atsız, 1934’lere kadar aslında çok iyi iki arkadaştır. İstanbul Yüksek Muallim Mektebi’nin ya...
SIRADAN VE PİYADE
Kitaplar

SIRADAN VE PİYADE

...Hayata beraber başladığımız,Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;Gittikçe artıyor yalnızlığımız... Her gün sosyal medyada birçok tanıdık ve yakınımızın ölüm haberlerini görüyor, okuyor ve üzülüyoruz. Haberin altına "Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun" diye iki satır yazınca işimiz bitiyor. Ailesiyle irtibatımız varsa belki bir de telefonla başsağlığı diliyoruz. Hepsi bu kadar. Ölüm mukadder. Ülkü beğleri sessiz sedasız gidiyorlar. Ama yalnız kendileri gitmiyorlar, anılarını, birikim ve tecrübelerini de berberlerinde götürüyorlar. Aynı şehitlerimiz ve gazilerimizin unutulmuşluğu gibi bir mevsim sonra onları da hatırlayan birkaç kişiden başka kimse kalmayacak. Bunun ülkücüler için ne büyük bir kayıp olduğunu ancak idrak sahipleri bilirler. Yazıp bıraktıkları eserlerle vey...
“KAHROLSUN BÖYLE ADALET”
Mahkemeler

“KAHROLSUN BÖYLE ADALET”

Aydın Ülkü Ocakları Başkanı SÜLEYMAN ARSLAN'IN Hazin Öyküsü...-1   "..Sizlere yemin ederim ki, ben masumum! Son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer ada­let buna diyorlarsa kahrolsun böyle adalet!.." 10 Nisan 1919 günü akşamüstü Beyazıt Meydanı'nda darağacına çekilen Boğazlıyan Kaymakamı "MİLLİ ŞEHİT" Kemal Bey son sözünü böyle haykırmıştı.   ************** Amerika'nın emri ile 12 Eylül Darbesi yapılmış ülkemizde askeri diktatörlük kurulmuştu. Memleketin her yerinde olduğu gibi Aydın'da da ülkücüleri toplamaya başladılar. İlk gözaltına alınan 53 ülkücüden biriydi.   Aydın İl Alay Komutanlığı'na götürülüp burada bir ay kadar sorgu adı altında her gün işkence gördüler. Aydın’da solculara karşı işlenmiş ne kad...
YARGI KİMSENİN UŞAĞI VEYA İNTİKAM ARACI DEĞİLDİR
Anılar, Mahkemeler

YARGI KİMSENİN UŞAĞI VEYA İNTİKAM ARACI DEĞİLDİR

Hiç kitap yazmak, haber yapmak suç olur mu? Mesela birisiyle tanışmak, bir yerde karşılaşmak veya akraba olmak suç delili olabilir mi? Bu memlekette olur diyorsanız, yanlış giden bir şeyler var demektir. Yok olmaz diyorsanız, yine yanlış yapılan bir şeyler olduğunu hatırlatmak isterim.   Size daha önce ülkücü gazeteci Mustafa Gökkılıç’tan bahsetmiştim. Hani Silivri’de yatan ve orada komünistine, darbecisine, cemaatçisine aldırmadan ülkücü marşlar söyleyen, tek başına ülkücülük yapan alperen Mustafa Gökkılıç’ın 30 Kasım Pazartesi günü mahkemesi var.   Mustafa Gökkılıç’ın kaderi de aynı onu yetiştiren şehidimiz Muhsin Yazıcıoğlu’na benziyor. sahipsiz ve masum… Ülkücü Mustafa Gökkılıç gazetelerde yayınlanmayan bir haberinden dolayı zanna dayalı bir şikayet üzerine ““Türkiye Cu...
YENİ KİTABIMIZ ÇIKIYOR
Kitaplar

YENİ KİTABIMIZ ÇIKIYOR

Yaklaşık iki senedir üzerinde araştırma yaptığım, HERGÜN GAZETESİ'nin tarihi ile ilgili çalışmamın -salgın şartlarında daha fazla devam etme imkanı bulmadığım için- elimdeki hazır olan kısımlarını ciltler halinde yayınlamaya karar verdim.    
ÜLKÜCÜ HİKAYELER SEÇKİSİ
Kitaplar

ÜLKÜCÜ HİKAYELER SEÇKİSİ

25 hikâye var bu kitapta. Hemen tamamı yaşanmış hikâyeler… Bir zamanlar vicdanı sızlayan, ama sonraları dünya telâşı ile yaraları kabuk bağlayanların vicdanını yeniden sızlatacak, o kabukları soyup yaraları yeniden kanatacak hikâyeler… İman tazelemek için yazılmış sanki… Yazanların değil okuyanların iman tazelemesi için yazılmış…Hürü hemşireden, Şiir öğretmene, davullu gaspçılardan namusçuya her biri bu toprakların saf, masum çocuklarının hikâyesi… Hangi çileler çekilmiş, hangi acılar yaşanmış, hangi hüzünlü bakışlar, hangi bozulmuş yuvalar, hangi kurulmamış yuvalar, hangi haksızlıklarla can vermiş yiğitler… Çoğunu biliyorsunuz, hatta bazılarını siz yaşadınız. Ama unuttuklarınızı hatırlamak için, heyecanlarınızı canlandırmak için, “ya Allah Bismillah” deyip yepyeni bir enerjiyle, t...
ÜLKÜCÜ HAREKETİN MALUL GAZİLERİ – (1.Cilt)
Kitaplar, Ülkücü Gaziler

ÜLKÜCÜ HAREKETİN MALUL GAZİLERİ – (1.Cilt)

Nihayet kitabımız baskıda.... Hayırlı olsun Türkiye’nin herhangi bir şehrinde vurularak şehit veya gazi olan bir ülkücü hakkında elimizde bir bilgi yok ise; onu, omuz omuza mücadele verdiğimiz bir arkadaşımız olarak tarihin bir yerine koyamıyorsak; ona, neden, kimler tarafından ve nasıl saldırıldığını anlatamıyorsak; onun, anlamsız bir isim ve anarşik olaylara ait yığınlarca istatistikteki kuru bir sayı olarak kalacağını bilmeliyiz.